1. GİRİŞ
Geleneksel Türk sanatları, geniş halk topluluklarının ürettiği maddi kültür eserlerdir. Bu eserlerin çoğu yüzyıllar boyunca hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar ulaşmışlardır. Türk el sanatları geniş tarihsel zamana, bir o kadarda geniş coğrafi alana yayılmış durumdadırlar. Türk kültür birikimini, uygarlığını gösteren geleneksel sanatlarda tarihin bütün görkemini bulmak mümkündür.
“Osmanlı Kültürü’nün bir parçası olan el sanatları, sultanlarca sosyal, ticari ve ekonomik ilişkilerle geliştirilmiştir. Sultanlar her çıktıkları sefere bilim ve sanat adamlarını da götürmüşler; gittikleri ülkelerden bilim adamı ve sanatçıyı da İstanbul’a getirmişlerdi. Bu durum imparatorluğun el sanatları açısından çok zengin bir merkez olmasına sebep olmuştur.” (Barışta, 1998: 50).
Dünü bugüne taşıyan Türk el sanatlarındaki çeşitliliği, halkın giysisinden yattığı yere kadar yaşadığı her mekânda görmek mümkündür. Küçümsenmeyecek boyuttaki mekân süslemeleri, Türk İslam geleneklerine göre kişinin doğum ve ölüm olaylarında daha çok ön plana çıkmaktadır.
Bu durum Osmanlı saraylarının işleme sanatına ne denli önem verdiğini göstermektedir. İşlemeye verilen önem puşîdelere de yansımıştır. “Türk işleme sanatında işlemeli puşîdelerin zengin örnekleri görülmektedir. Bunların büyük bir grubu İstanbul’daki hanedan türbelerinde bulunmaktadır. Geç dönem Osmanlı nakış sanatı konusunda malzeme, işleme tekniği, motif ve kompozisyon çeşitlemeleriyle bilgi veren bu parçalar işleme sanatı tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.” (Ketencioğlu, 2000: 251).
“Bilindiği gibi puşîde, örtü (sanduka örtüsü), puşîde levhası ise sandukanın baş ucuna iliştirilen levha için kullanılan terimlerdir. Puşîde ve puşîde levhaları serildiği ya da iliştirildiği sandukaya bağlı olarak farklı boyutlarda yapılmıştır” (Barışta, 1997: 93).
Puşîdelerde görülen işlemeler; çoğunlukla dokumanın üzeri kapatılarak yapılan iğne teknikleri grubundan Dival işidir. Puşîdelerde, daha çok kadife, atlas cinsi kumaşlar ve deri kullanılmıştır. Puşîdelerin, çoğu kez mukavva, yumuşak meşin ve yer yer pamukla da dolgu yapılarak dival işi iğneleri ile metal bükümlü ipliklerle işlendikleri ve değişik harçlarla süslendikleri görülmektedir. Bu kapsamda Konya Mevlâna Müzesi’nde bulunan ve günümüzde hala Mevlâna ve oğlu Sultan Veled’in üzerinde örtülü durumda olan puşîdenin; yapılış tarihi, bugünkü durumu, ölçüsü, kullanılan malzemeleri, teknik özellikleri, renk özellikleri, kitabesi, bezeme konuları ve kompozisyon özellikleri incelenmiştir.
Mevlâna Müzesi’nde bulunan ve günümüzde hala Mevlâna ve oğlu Sultan Veled’in üzerinde örtülü durumda olan puşîdenin; yapılış tarihi, bugünkü durumu, ölçüsü, kullanılan malzemeleri, teknik özellikleri, renk özellikleri, kitabesi, bezeme konuları ve kompozisyon özellikleri incelenmiştir.
Türk plastik sanatları açısından çok zengin örneklere sahip olan illerimizden biri Konya’dır. Selçuklular döneminden günümüze değin sanat tarihi ve halk bilimi disiplinleri açısından önemini koruyan bu ilimizde değerli eserlerin sergilendiği müzeler bulunmaktadır (Barışta, 1989: 46). Bu müzelerden Konya Mevlâna Müzesi’nde bulunan bu puşîdenin incelenmesiyle; işleme tarihi bakımından önemli özelliğe sahip olan puşîdenin belgelenerek literatüre kazandırılması, bezeme öğelerinin, puşîdenin kompozisyonunda bulunan motiflerdeki benzerlik ve farklılıkların belirlenmesi, 637 envanter no’lu puşîdede uygulanan motiflerin, günümüzde de kullanılabilmesi, puşîdedeki bezeme unsurlarının yeni yorumlarla oluşturulması, konu ile ilgili kaynak sayısının arttırılması, gelecekte yapılacak bilimsel çalışmalara kaynak oluşturabilmesi amaçlanmıştır.
Konya Mevlâna Müzesi’nde bulunan 637 envanter no’lu puşîde, üzerinde bulundurduğu kitabeleri bakımından da ayrı bir önem taşır. Bu kitabeler, ayet, sure, yapıldığı döneme ait bilgi, puşîdeyi yapan ustaya ait bilgiler ve ne amaçla yapıldığının ifade edilmesi açısından Türk işleme sanatı tarihinin belirlenmesinde de rol oynamaktadır.
Bu açıdan yaklaşıldığında, puşîdelerde kullanılan malzeme, işleme tekniği, seçilen konu ve kompozisyonları, dönemin üslup özellikleri hakkında bilgiler vermektedir.
Araştırmaya konu olan bu puşîdenin belgelenmesi ve incelenmesi, bundan sonraki aynı konuda yapılacak çalışmalara kaynak oluşturması açısından önemlidir.
Çalışmada; boyacı naylonları, puşîde üzerine yerleştirilerek, asetat kalemi aracılığı ile rölövesi çıkartılmış, puşîdedeki motifler tekniğe uygun 1/1 ölçekli olarak çizilmiştir. Bazı bölümlerde motiflerin tekrar etmesi sebebiyle tek motif, simetrik olan bölümlerde ise; ½, ¼ olarak çizimleri yapılmıştır. Ancak puşîde sanduka üzerine örtülü durumda olduğundan bazı bölümlere birebir ulaşılamamış ve çekilen fotoğrafları yardımı ile bilgisayar ortamında çizimi tamamlanabilmiştir. Ayet, sure, kitabe ve tuğranın yerlerini gösterir çizimler 1/20 ölçekli hazırlanmıştır (Şekil.1). Puşîdede yer alan ayet ve sure kitabeler tek tek okutulmuş ve çizimlerine yer verilmiştir.
2. 637 ENVANTER NO’LU PUŞİDE HAKKINDA BİLGİLER
Envanter kayıtlarına göre, Mevlâna ve oğlu Sultan Veled’in üzerinde örtülü durumda olan söz konusu puşîdenin yapılış tarihi H.1312 – M.1894/1895’dir (Şekil. 2). Örtü, 1983 yılında müze yetkilileri tarafından sandukaların üzerinden kaldırılmış, üzerindeki tozları alınarak, amonyaklı bez ile temizlenmiştir (Şekil. 3).
Puşîdenin örtülü bulunduğu gök mermerden yapılan sanduka; 310cm. eninde, 380cm. boyunda ve 89cm. yüksekliğindedir. Puşîdenin boyutları ise; 397cm.x623cm.’dir. Ayrıca 8,5cm. saçak boyu bulunmaktadır.
Puşîdeye ait diğer bilgiler aşağıda belirtildiği gibidir.
2.1. İşleme Tekniği
Puşîdede uygulanan işleme tekniği dokumanın üzeri kapatılarak yapılan iğne teknikleri grubundan dival işidir. Dival işi; “Doldurulmuş sarma iğnesine benzemesine rağmen düz bir arka yüzey elde etmek ve metal ipliği az kullanmak amacıyla uygulanan bir yüzeysel sarma türüdür” (Barışta, 1997: 54).
“Bir cins yüzeysel sarma olan bu işin atma ve tutturma iğnelerinin bileşiminden oluşan zengin bir repertuarı vardır. Bazı kaynaklarda dival işi, Bursa işi, zerduz işi olarak geçen dival işinin, düz sarma, görünümü veren türü yanı sıra balık sırtı, hasır iğne gibi çeşitlemeleri de bulunmaktadır” (Barışta, 1999: 204).
Doldurulmuş sarma iğnesine ya da atma iğnelerine benzeyen bu teknikte; kumaşın ön ve arka yüzünden, yürütülen iki tür iplik kullanılmaktadır. Kasnak, gergef, yerine cüldeyle tutturularak işlenen dival işinde, iğnenin yanı sıra biz de kullanılmaktadır. Bizle delinen desenin sınır çizgilerinden desenin sırayla üstüne serilen metal ya da metal bükümlü iplikler kumaşın ters yüzünde kullanılan balmumlanmış iplik yardımıyla kumaşın tersine çekilmekte ve altta yer alan astara iliştirilmektedir. Bu yolla az harcanan metal iplik, kaymadan kumaşın altına tutturulmuş olmaktadır.
2.2. Kullanılan Malzeme
Zeminde; yeşil deri üzerine atlas dokuma, işlemede; ağaç (yumuşak cins) ve gümüş iplik, astarında vişne çürüğü renginde saten bir dokuma ve pamuklu iplik kullanılmıştır. Dival işi iğnelerinden; düz sarma, yarmalı sarma, verev sarma iğnelerinin uygulandığı puşîdenin süslemesinde ise tırtıl kullanılmış ve saçak bükülmüştür.
2.3. Desen ve Kompozisyon Özellikleri
Stilize bir üslup ve geometrik düzenlemeler içinde sure, ayet ve kitabeler; istifli, terkipli cel-i sülüs hattı ile yazılmıştır. Yazıların dışında kalan ve tüm yüzeye dağılan, stilize edilmiş “C” ve “S” kıvrımlı dallar, lale, gül, karanfil, yıldız çiçekleri ile yapraklar ve bordürler gözlenmektedir. Nesneli bezeme türlerinden fiyonk (Şekil. 4) sembolik bezeme olarak Tuğra motifi (Şekil.5) kullanılmıştır
Kitabelerin bir kısmında, karanfil ve yapraklardan oluşan motifler, dikdörtgen çerçeveler içine yerleştirilmiştir. Ayetel Kürsi ile Tekasür suresinin bulunduğu yer örtünün, üç kenarında kalın bordür içerisindedir. Besmele-i Şerife’nin, İhlas ve Fatiha surelerinin bulunduğu yerler yıldız çiçekleri ve yapraklardan oluşan dikdörtgen çerçeve içine alınmıştır, Bir kısım değer atfedilen bazı isimlerin yer aldığı yazılar da yine karanfil ve yapraklardan oluşan çelenklerin içine yerleştirilmiştir.
Yarı simetrik bir görünümü olan örtünün, ayak kısmında, bordür biçiminde aşırı kıvrımlı ve helezon biçimli dallar ile gül ve yapraklardan oluşan ve bir merkezde fiyonk ile birleştirilmiş bir motif grubu bulunmaktadır. Bu bordürün alt ve üst kısmı “S” kıvrımlı dal ve yapraklardan oluşan daha ince bir bordürle çevrelenmiştir.
Bu bölümden sonra karanfil ve yaprak motifleri ile çerçeve içine alınmış iki sıra halinde bulunan yazılı bölüm yer almaktadır. Sonraki bölümde, bir önceki bölümde yer alan kitabeye dikey şekilde yerleştirilmiş ve çerçevelenmiş sureler yer almaktadır.
Örtünün orta kısmında büyüklü küçüklü yuvarlak madalyon biçiminde çelenkler ve dikdörtgen çerçeveler içinde yazılar dikkat çekmektedir (Şekil. 6-7). Örtünün baş bölümündeki ve uzun olan iki kenarındaki yazılı kısım kalınca bir bordür görünümündedir (Şekil. 8). Yazılar bir bordürle çevrelenmiş olup, aynı bordür örtünün dört kenarında da görülmektedir. Örtünün dört köşesinde yoncaya benzeyen birer motif bulunmaktadır (Şekil. 9).
2.2. Kitabesi
Şekil. 1‘de numaralandığı şekliyle açıklanan puşîdede Kur’an-ı Kerim’den; Besmele ile başlayan Ayetel Kürsi (Bakara Suresi’nin 255. ayeti), Tekasür Suresi, İhlas, Fatiha Sureleri, “La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah” ve “Sallallahu Aleyhivesselem” ile beraber kitabesi yer almaktadır. Yazılar Esra YILDIZ tarafından okunmuştur.[1] Kitabede numaralandırılmış diğer bölümlerinde şunlar yazılmaktadır:
1.”İŞ BU PUŞÎDE-İ ŞERÎFE SULTAN-I BERREYN VE BAHREYN HÂDİMÜLHARMEYN ES SULTAN İBN-İ SULTAN ES SULTAN GAZİ.”
Açıklaması: Bu iki kara ve denizin sultanı, Harameyn’nin hizmetkârı, Sultan İbn-i Sultan, Sultan Gazi’nin şerefli puşîdesidir.
2.”ABDÜLHAMİD HAN-I SANİ İBN-İ SULTAN ABDÜLMECİT HAN HAZRETLERİ CANİBİ HİLAFET PENAHİLERİNDEN TECDÎD BUYRULMUŞTUR. HÜSEYİN SIRRI SENE 1312”
Açıklaması: Hilafet penahilerinden; Abdülmecid oğlu II. Abdülhamid tarafından yenilenmesi emredilmiştir. H. 1312.
Ayrıca, puşîde üzerinde yer alan Allah’ın ve Hz. Muhammed’in bazı isimleri, Şekil. 3‘de numaralandığı şekliyle aşağıda açıklandığı gibidir.
3.”TAYYİB”: “İyi, güzel, hoş” (Şekil. 10) (Develioğlu, 1995:1042),
4.”SEYYİD”: “Efendi, Bey” (Develioğlu, 1995:948),
5.”RESUL”: “Elçi, peygamber” (Develioğlu, 1995:888),
6.”MUTAHHAR”: “Tathir eden, temizleyen” (Develioğlu, 1995: 690),
7.”MUKAFFİ”: “İzinden giden” (Ali Çakır[2] ),
8.”NEBİYYÜN”: “Peygamber, peygamberler” (Develioğlu, 1995:814),
9.”TÂ’HÂ, YÂSİN” : Kur’an-ı Kerim’de yer alan sure isimleri.
10.”TÂHİR”: “Temiz” (Develioğlu, 1995:1019),
11.”İKLİL”: “Taç” (Develioğlu, 1995: 423),
12.”KAMİL”: “Bütün, tam, noksansız. Kemale ermiş” (Develioğlu, 1995:486),
13.”ÂKÎB” : “Bir diğerinin arkasından gelen” (Develioğlu, 1995: 22),
14.”RESÛLÜRRAHMET”: Rahmet peygamberi. (http://www.estanbul.com/esmai-nebi-resulullah-efendimizin-isimleri-74862. html#.VzJGd4SLS00)
15.”RESÛLUL MELÂHİMİ”: Cihat, savaş peygamberi. (http://www.estanbul.com/ esmai-nebi-resulullah-efendimizin-isimleri-74862.html#.VzJGd4SLS00)
16.”KAYYİMUN”: Cami hademesi. Baki ve kaim olan, ezeli.(Allah’ın sıfatlarından)” (Develioğlu, 1995:498), “Hiçbir şeye ve mekâna muhtaç olmayan, gökleri, yeri, bütün yaratık ve varlıkları yerlerinde tutan ve koruyandır.”(- Gazali, 1972: 259),
17.”ER-RAHMETÜ” : Rahmet,
18.”MÂHİN”: ”Bağışlayıcı” (Ali Çakır[3] ),
19.”HÂŞİRUN”: ”Toplama, cem etme. Ölüleri diriltip mahşere çıkarma. Kur’an-ı Kerim’de 59. sure (Develioğlu, 1995:418),
20.”EBUBEKİR, ÖMER, OSMAN, ALİ” gibi isimler, ile III.Selim’in tuğrası bulunmaktadır”,
21.”VAHÎDÜN”: Tek olan,
22.”EHÎDÜN”: Bir olan,
23.”MUHAMMED”: Çok övülen,
24.”MUKTEFİN”: Soyu bilen,
25.”CAMİU”: Toplayıcı,
26.”GAYYİM”: Sağlam,
27.”HAMİD”: Öven,
28.“MAHMUD”: Mahmûd: Övülen,
29. “AHMED”: Övülen, sevilen,
3. SONUÇ VE ÖNERİLER
İşleme tarihi bakımından önemli özelliğe sahip puşîdelerden biri olarak Konya Mevlâna Müzesi’nde bulunan 637 envanter no’lu puşîdenin, kitabeleri, kompozisyonu motiflerdeki bezeme öğeleri ve bezeme unsurlarının yeni yorumlarla açıklanması gibi yapıldığı döneme ait yansıttığı bilgilerin ortaya konulması ile kültürümüze ait özgün motiflerin günümüzde de kullanılabilmesi, puşîdeler ile ilgili kaynak sayısının arttırılması ve gelecekte yapılacak bilimsel ve sanatsal çalışmalara kaynak oluşturması açılarından incelenmiştir.
II. Abdülhamid tarafından yaptırılan puşîdede yer alan tuğra ile ilgili kaynaklarda herhangi bir bilginin bulunmayışı dikkati çekmektedir. Envanter bilgilerinde puşîdede bulunan tuğranın yaptıran kişiye ait olduğu bilinmektedir. Ancak bu araştırma sırasında yapılan incelemelerde III. Selim’in, Mevlâna ve oğlu Sultan Veled’in üzerine yaptırdığı ilk puşîdenin yıpranması, dolayısıyla söz konusu puşîdenin yaptırıldığı ve II. Abdülhamit’in kendi tuğrası yerine III. Selim’in tuğrasını işlettirdiği anlaşılmaktadır.
Bilgi, kültür ve zerafet özelliği gösteren puşîdelerin, bilimsel yöntemlerle incelenmesiyle sanat tarihi içerisindeki önemi artacaktır. İşlemeli ürünler arasında en göz alıcı örneklere sahip olan puşîdeler, malzeme, teknik, kompozisyonları ile büyük bir ustalık sergilemekte ve üzerlerinde yer alan kitabeleriyle de ayrıca bir önem taşımaktadırlar.
Birçok işleme türlerini halkın içinde görmek mümkündür. Fakat puşîde ve puşîde levhalarına yalnızca müze ve türbelerde rastlayabilmekteyiz. Söz konusu 637 envanter numaralı bu puşîdenin kültürel bellekte yerini alması ve öneminin vurgulanması ile teknik ve akademik çalışmalara yön verecektir.
Her biri birer sanat hazinesi değerinde olan ve yapılması oldukça zor bir işleme çeşidi ile oluşturulmuş, puşîde ve puşîde levhalarının yaşatılması için uygun atölye ortamlarında birebir uygulamaları yapılarak ve/veya güncelleştirilerek yeni tasarımların oluşturulması ile puşîde ve puşîde levhalarının tanıtımı sağlanmalıdır.
KAYNAKÇA
Barışta, H. Ö. (1989). Konya Müzelerindeki Türk İşlemelerinden Örnekler, Kültür ve Sanat, Türkiye İş Bankası, Sayı:4, Ankara, s.46.
Barışta, H. Ö. (1997). “19-20. Yüzyıl Yazılı Bezemeli Türk İşlemeleri”, Hanedan Türbelerinden Puşîde ve Puşîde Levhalarından Örnekler” V. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Maddi Kültür Seksiyonu Bildirileri, S:93-103, Türk Hava Kurumu Basımevi, Ankara
Barışta, H.Ö. (1998). Türk El Sanatları. T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları: 2168, Sanat Eserleri Dizisi:192 Ankara
Barışta, H. Ö. (1999). Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Türk İşlemeleri. Kültür Bakanlığı Yayınları: 2342 Yayımlar Dairesi Başkanlığı Sanat Eserleri Dizisi: 253, Ankara
Develioğlu, F. (1995). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat. Adalet Matbaacılık, İstanbul
Gazali, İ. (1972). Esmâ’ül Hüsna Şerhi. Çeviren: M. Ferşat, Merve Basımevi, İstanbul
Ketencioğlu, E. (2000). “Eyüp Sultan’da Adile Sultan Türbesindeki Puşîde örnekleri”, II. Eyüp Sultan Sempozyumu Tebliğler, 250- 261, 28-30 Mayıs 1999, Eyüp Belediyesi Kültür Yayınları: 11 İstanbul
Ketencioğlu, E. (2003). Konya - Mevlâna Müzesi’nde Bulunan Puşîdeler Üzerine Bir Araştırma ve Yeni Tasarımlar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara
http://www.estanbul.com/esmai-nebi-resulullah-efendimizin-isimleri (Erişim tarihi: 20 Nisan 2015)