I. Giriş
Ardahan iline 51 km. uzaklıkta yer alan Damal,, güneyde Hanak, doğuda Çıldır ve Gürcistan, kuzeyde ise Posof ile çevrili olup; yöre, tarih boyunca, Orta Asya’dan göç eden Türk boylarının geçiş güzergahı olmuştur. (Gündoğdu 2000:6) Bölge, Medlerin, Perslerin, Romalıların ve Bizanslıların, daha sonraki yıllarda da Gürcülerin, Ermenilerin ve Rusların işgallerinde kalmıştır.(Konukçu 1999:15),(Hallaçoğlu 1991:350) Tarihte, Posof Sancaklarına bağlı, Kur’a yada Meşe Ardahan adı ile anılan yöre, 1064 yılında Alparslan tarafından Selçuklu topraklarına katılmıştır.(Kırzıoğlu 1953:29) Akkoyunlu Uzun Hasan döneminde, Maraş yöresinden gönüllü olarak getirilip bölgeye yerleştirilen Dulkadurlu – Ulusu topluluğundan Türkmenler, kendi gelenek ve göreneklerini burada sürdürmüşlerdir.(Sümer 1999:194)
Ardahan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı topraklarına katılmış ve Erzurum eyaletine bağlı bir sancak merkezi haline getirilmiştir.(Konukçu 1999:54),(Aydın 1998:272) Yakın tarihlere kadar, Kars’a bağlı bir ilçe merkezi olan Ardahan’ın, 1992 yılında il olmasıyla, kasaba statüsünde olan Damal da ilçe olmuştur.(Gündoğdu 2000:4) Yörenin geneli Hüseyni-Bektaşi olan Alevilik inancına sahiptir. Engebeli bir arazi yapısına sahip Damal’ın etrafı tepelerle çevrili olup yılın yedi ayı karlarla kaplıdır. Yaz aylarında arpa, buğday, çavdar yem bitkisi olarak ekilmekte olup Ağustos-Eylül aylarında hasat edilmektedir. (Ardahan 1992:8)
Damal. İlçe merkezi ile Eski Kılıç, Burmadere, Dereköy, Tepeköy, Otağlı, Seyit ören, İkizdere, Oburcak, Üçdere ve sonradan mahalle olan Yukarı Gündeş köylerine sahiptir. Bu bildiride, 2010 Haziran ayında Damal ilçe merkezi ve köylerinde yaptığımız araştırmada tespit edilen düz dokuma örneklerinden on tanesi tanıtılacaktır.
Yörede küçükbaş hayvancılığın azalmasıyla birlikte, yaklaşık on beş yıldır dokuma olarak küçük el tezgahlarında halı yastık veya heybe dokuduklarını tespit etmiş bulunmaktayız. Eskiden dokumacılık yönünden çok zengin olan yörede, halı, kilim, cicim, sumak tekniğinde dokumalar yapılmıştır. Yöredeki kadınlar, yaklaşık 12 yaşından itibaren dokuma yapmaya başladıklarını ve evlendiklerinde çeyizlerinde bu dokumaları da beraberlerinde getirdiklerini ifade etmişlerdir. Dokuma ustalarının çoğunluğunun hayatta olmamasından dolayı, şu an hayatta olan sayılı dokumacı ve yakınlarından aldığımız bilgiler doğrultusunda derleme yapılmıştır.
Eski dokuma örneklerini tespit etmeye çalışırken yıllar önce halı tüccarlarının kamyonlarla yöreden dokumaları topladıklarını, yerine ise makine halısı, kap kacak verdiklerini öğrenmiş bulunmaktayız. Özellikle düz dokumalara daha fazla rağbet göstermişler, halılardan daha az almışlardır.
Bölgede dokumalarda atkı ve çözgüde yün bazen de keçi kılı kullanılmıştır. Bu kullandıkları yünleri kendileri koyunlardan kırkmış, temizledikleri yünleri taraktan (Foto 1-2) geçirip , iğ ve ağırşak (Foto 3) ile eğirmişlerdir. Eskiden yörede iplerini kendilerinin kök boyayla boyadıkları nı son 20 yıldır sentetik boya kullandıklarını belirtmişlerdir. Hatırlanılan doğal boyar maddelerden birinin yörede yetişen mavi renkli kara kazan bitkisinin olduğu bundan siyah rengin elde edildiği belirtilmiştir. Toplanılan kara kazan bitkisi ile yünler Çıldır gölünden çıkarılan yeşil renkli çamurla bir hafta bekletildikten sonra su ile kaynayan kazanın içine atılmış bu yünler ile kara kazan bitkiside içinde kaynatılarak siyah renk elde edilmiştir. Dokumalarında kullandıkları kırmızı rengi Şavşat bölgesinden getirdikleri kök boya bitkisi ile boyamışlar. Sarı ve bej tonlarını da soğan kabuğuyla boyadıklarını belirtmişlerdir. Canlı bir sarı elde etmede sadece soğan kabuğunu kullanmışlar, ceviz kabuğu rengine yakın bir ton elde etmek için ise kök boya bitkisi ile soğan kabuğunu karıştırmışlardır. Koyunun kahverengi ve beyaz yünü de boyanmadan kendi doğal rengiyle kullanılmıştır.
Dokumaların da çözgüye uzatma, eriş, atkıya da argeç demişlerdir. Kilim, sumak ve cicim dokumada renkli ipleri küçük yumaklar yapmışlar, bu yumaklara menik adını vermişlerdir. Çözgülerini bahçeye çaktıkları ahşap bazen de demir kazıklarda hazırlamışlardır. Tüm dokumalarında, demir kirkit (Foto 4) veya girgene (Foto 5) diye adlandırdıkları geyik boynuzundan çeşitli boyutlarda yaptıkları kirkitleri kullanmışlardır.
Yörede kurulu durumda tezgaha rastlanmamıştır. Tezgahların depolarda, yüklüklerde atıl durumda olduklarını belirtmişlerdir. Ağaç ve ip ağacı adını verdikleri büyük boyutlu ıstar tezgahlarında halı, cicim, sumak ve kilim dokumuşlardır. Tezgah parçalarından gücüye kücü ağacı, varangelene tartı, çitileme çubuğuna tırtı çubuğu, alt mazı ve üst mazı demişlerdir. Diğer kullandıkları tezgah çeşidi culfalık dedikleri çulfalık tezgahtır. Eskiden bu tezgahta erkekler için çuha, şal kadınlar içinde kuşak ve boz kilimlerini dokuduklarını belirtmişlerdir.
Yörede tespit edilen düz dokumalar, kullanım alanlarına göre heybe, çuval ve yaygıdan oluşmaktadır. Cicim, kilim, sumak tespit edilen düz dokuma teknikleridir. .Zili dokuma ve diğer düz dokuma tekniklerine rastlanmamıştır. Desenli kilimi cıcıklı, örnekli diye isimlendirmişler, sumak ve cicim dokumalarına da evdime adını vermişlerdir. Çözgü çiftine desen ipini sarma işlemine inne demişlerdir. Tespit edilen örnekler arasında desenli kilim dokumaları ilikli kilim tekniğinde, sumak dokumaları atkısız düz sumak ve çapraz alternatif sumak tekniğinde, cicim dokumaları da seyrek motifli cicim tekniğindedir. Boz kilim ismini verdikleri dokumalarını bezayağı dokuma tekniğinde ıstar tezgahında büyük tek parça olarak, culfalık tezgahta ise iki parça olarak dokumuşlardır. İki parça olan boz kilimlerini ortadan dikişle birleştirmişlerdir. Bu parçalardan her birine şaka(şak) demişlerdir. Boz kilimleri tamamen koyunun kahverengi yünüyle ve beyaz yünüyle dokumuşlardır. Boz kilim adının da koyunun kahve yün renginden aldığını belirtmişlerdir. Bazen aralarına sarı ve turuncu renk atmışlar sızı diye isimlendirmişlerdir. Çok yaygın kullanım alanına sahip bu kilimleri sekilerinin en altında kullanıp sıcak tutması için üzerlerine halılarını sermişlerdir. Yörede hemen hemen herkesin yüklüğünde boz kilime rastlanmıştır. Ayrıca boz kilimlerden heybe de yapmışlardır.
Yöredeki düz dokumalarda tespit edilen motif adları; Dişeme(tarak), kıvrım(çengel), çubuk(çubuk), gözsuyu (göz), parik(pıtrak), mal gözü(dana gözü), top(göz), bayrak(su yolu), kıvrım top (çengel gözü), kazayağı, tavşan topu(tavşan gözü) dur. Dokuyucuların çoğunluğunun hayatta olmamasından dolayı çok az sayıda motif ismine ulaşılmıştır.
II. Örnekler
Örnek 1.
Seyit ören köyünde tespit edilen kilim yaygı, 35 yıl önce Fato Aydın ( hayatta değil) tarafından dokunmuştur. (Foto 6-7) Yaygı 183x323 cm. boyutlarındadır. Yörede örnekli, cıcıklı diye isimlendirdikleri dokumaları , ilikli kilim tekniğindedir. (Balpınar 1982:47) Atkı ve çözgüsü yündür. Koyunun doğal yün rengi ve doğal boya ile sentetik boya karışık olarak kullanılmıştır. Siyah kilim zemini ende iki, boyda altı, bütününde on iki altıgen alanın bölünmesiyle oluşmuştur. Altıgenlerin içlerine kıvrım (çengel) motifi yerleştirilmiştir. Dişeme (tarak) motifiyle bordür ve zemin alanı ayrılmış bordür motifi olarak yine kıvrım motifi kullanılmıştır.
Örnek 2.
Yukarı gündeş (köyü) mahallesinde tespit edilen kilim yaygı 25 yıl önce İsmihan Kalkan tarafından dokunmuştur. (Foto 8) Boz kilim olarak adlandırılan yaygı 145x320 cm. boyutlarındadır. Culfalık denilen tezgahta iki şaka(şak) olarak bezayağı tekniğinde dokunmuş ortadan dikişle birleştirilmiştir. Atkı ve çözgüsü yündür. Kilim zemini sentetik boya ile boyanmış çubuklarla bölünmüştür. Çubukların arasında dişeme (tarak) oluşmuş , çubuk sayısına göre dörtlü, üçlü çubuk diye isimlendirmişlerdir.
Örnek 3.
Otağlı köyünde tespit edilen heybe 40 yıl önce Firdevs Alkıray (hayatta değil) tarafından dokunmuştur. (Foto 9-10) Heybe 49x136 cm. boyutlarındadır. Yörede evdime diye adlandırılan dokuma çapraz alternatif sumak tekniğinde dokunmuştur.(Balpınar 1982:75) Atkı ve çözgüsü yündür. Tamamen doğal boya ile boyanmış yünler kullanılmıştır. Heybe zemininde iç içe geçmiş eşkenar dörtgenlerin içine kıvrım motifi yerleştirilmiştir. Bordürde yan yana sıralanmış göz suyu (göz) motifi uygulanmıştır. Heybenin arka yüzü bezayağı tekniğinde dokunmuştur.
Örnek 4.
Dereköy’de tespit edilen çuval 25 yıl önce Fadime Değirmenci tarafından dokunmuştur. (Foto 11) Un çuvalı olarak dokunup günümüzde yaygıya dönüştürülen dokumanın boyutları 68x232 cm. dir. Atkı ve çözgüsü yündür. Evdimeli çuval seyrek motifli cicim tekniğinde dokunmuştur.(Balpınar 1982:56) Koyunun doğal yün rengi ve soğan kabuğuyla boyanmış yünler kullanılmıştır. Zemini oluşturan çubukların üzerine göz suyu ve parik (pıtrak) motifi yerleştirilmiştir.
Örnek 5.
Damal merkezde tespit edilen yaygı 35 yıl önce Yazgül Atmaca ( hayatta değil ) tarafından dokunmuştur. (Foto 12-13) Yaygı 120x236 cm. boyutlarındadır. Evdimeli yaygı, seyrek motifli cicim tekniğinde dokunmuştur. Yaygının köşesinde dokuyucunun ismi “Yazgül” yazmaktadır. Atkı ve çözgüsü yündür. Doğal boyalı yünler kullanılmıştır. Zemin alanına parik, mal gözü (göz) çakmak motifleri yerleştirilmiştir.
Örnek 6.
Eski kılıç köyünde tespit edilen çuval 40 yıl önce Sırma Göktekin ( hayatta değil ) tarafından dokunmuştur. (Foto 14-15) Çuval 52x88 cm. boyutlarındadır. Evdimeli çuval, çapraz alternatif sumak tekniğinde dokunmuştur. Atkısı yün çözgüsü kıl ve yündür. Doğal boyalı yünler kullanılmıştır. Çuval zemininde eşkenar dörtgenlerin içinde top (göz) denilen motif, onun etrafını da kıvrım motifi çevrelemiştir. Çuvalın en bordüründe deve boynu, boyundaki bordürde su yolu motifi yerleştirilmiştir. Dokumanın arka yüzü bezayağı tekniğinde dokunmuştur.
Örnek 7.
Eski kılıç köyünde tespit edilen çuval 55 yıl önce Yosma Bingül ( hayatta değil ) tarafından dokunmuştur. (Foto 16-17) Çuval 62x95 cm. boyutlarındadır. Evdimeli çuval atkısız düz sumak tekniğinde dokunmuştur. (Balpınar 1982:71) Atkı ve çözgüsü yündür. Doğal yün rengi, soğan kabuğu, kök boya ile boyanmış yünler kullanılmıştır. Çuval zemini küçük altıgen alanlara bölünmüş bu altıgenlerin içlerine kıvrım motifi yerleştirilmiştir. Kıvrım motifinin etrafını da mal gözü motifi çevrelemiştir. Dokumanın ince bordüründe bayrak (su yolu) motifi yer almıştır. Çuvalın arka yüzü bezayağı tekniğinde dokunmuştur.
Örnek 8.
Eski kılıç köyünde tespit edilen yaygı 35 yıl önce Anakız Güler ( hayatta değil ) tarafından dokunmuştur. (Foto 18-19) Yaygı 153x394 cm. boyutlarındadır. Evdimeli yaygı, seyrek motifli cicim tekniğinde dokunmuştur. Atkı ve çözgüsü yündür. Yaygıda doğal boyalı yünler kullanılmıştır. Zemin alanına kıvrım top, kaz ayağı, tavşan topu ve göz motifi yerleştirilmiştir.
Örnek 9.
Eski kılıç köyünde tespit edilen yaygı 30 yıl önce Çiçek Sayılgan ( hayatta değil ) tarafından dokunmuştur. (Foto 20) Yaygının boyutları 170x356 cm.dir. Evdimeli yaygı, seyrek motifli cicim tekniğinde dokunmuştur. Atkı ve çözgüsü yündür.Yaygının üst köşesinde 1980 tarihi dokunmuştur. Koyunun doğal yün rengi ile turuncu ve siyah renklerle çubuklar dokunmuş boşluklarına göz motifi yerleştirilmiştir.
Örnek 10.
Eski kılıç köyünde tespit edilen yaygı 60 yıl önce Yosma Bingül ( hayatta değil ) tarafından dokunmuştur. (Foto 21-22) Yaygının boyutları 130x280 cm. dir. Yörede örnekli, cıcıklı dedikleri dokuma ilikli kilim tekniğinde dokunmuştur. Tespit edilen en eski dokuma örneğidir. Atkı ve çözgüsü yündür. Doğal boyalı yünler kullanılmıştır. Epeyce yıpranmış olan kilim yaygı zemininde, farklı özelliklerde yıldız ve yaprak motifleri kullanılmıştır.(Anatolian Kilims II 1995:157) Yaygının dört ince bordürü de yıldız ve su yolu motiflerinden oluşmuştur.
III. Sonuç
Damal ilçe merkezi ve Seyit Ören Köyü, Yukarı gündeş (Köyü) mahallesi ,Otağlı Köyü, Dereköy,Eski Kılıç Köyü, Burmadere Köyü ve Tepe Köy’de yapılan araştırmada kullanım alanlarına göre çuval, heybe,yaygı tespit edilmiştir.Bu örnekler sumak, cicim ve kilim tekniğinde dokunmuşlardır.
2010 yılı Haziran ayında yapılan on beş günlük alan araştırması sırasında ıstar (ağaç-ip ağacı) tezgahlarında dokunmuş kilim, cicim, sumak örneklerine rastlanmış ve bu dokumalar fotoğraflarla belgelenmiştir.Çulfalık(culfalık) tezgahlarda dokunmuş boz kilim örneklerine de rastlanmıştır.Tespit edilen dokuma örneklerinin Anadolu’nun diğer bölgelerindeki dokumalarla ortak özelliklerinin olduğu gözlemlenmiştir.Bölgenin göç güzergahında olması, bir çok boy ve oymağın geçişinin buradan yapılması bu etkiyi güçlendirmektedir.Cicim ve sumak dokumalarındaki renk ve motif benzerliklerini Erzurum,Kars ve Ağrı’daki dokumalarda da görmekteyiz.(Görgünay-Kırzıoğlu 1994:44) Kilim yaygı olarak Eski kılıç köyünde tespit edilen on numaralı örnek ile Erzurum yöresine ait kilim seccadenin zemin motifleriyle olan benzerliği dikkat çekicidir.(Foto 23), (Deniz 2011:60) Kilimin dokuyucusunun hayatta olmamasından dolayı motifleri hakkında yeterli bilgi alınamamıştır.
Yöre halkı dokumalarında, koyunlarından kırkıp, taraktan geçirip iğ ve ağırşakta eğirdikleri yünleri ve keçi kılını kullanmışlar.Yünlerini de ,.kök boya bitkisi olarak da ,kara kazan bitkisi (siyah renk ),kök boya bitkisi (kırmızı) soğan kabuğu ( sarı ve bej),ceviz kabuğu (kahverengi) ile boyamışlardır.. Maalesef son yirmi yıldır yastık ve heybe olarak dokudukları küçük boyutlu halılarında sentetik boyalı yünler kullanmışlardır.
Yörede kilime cıcıklı, örnekli , sumak ve cicim dokumalarına da evdime adını vermişlerdir.Bu dokumaları artık bilen kimsenin kalmadığı söylenmiştir.Çok az sayıda tespit edilen motif isimleri de: Dişeme, kıvrım, çubuk ,göz suyu ,parik, mal gözü, top, bayrak, kıvrım top, kazayağı ve tavşan topudur.
Araştırmada, yöre insanının büyük şehirlere çok göç vermesiyle, küçük baş hayvancılığın neredeyse bitmesi ve el dokumacılığına ilginin azalması neticesinde dokumacılık unutulma noktasına gelmiştir. Yöre insanının elinde çok az sayıda kalmış olan kültürel değerlere sahip bu dokumaların bahsi geçen sebeplerden dolayı belgelenip düz dokumacılık literatürüne kazandırılması büyük önem arz etmektedir.
Kaynaklar
Anatolian Kilims – II, Turkısh Republic Of Turkey Ministry Of Culture, Ankara, December 1995, no 157.
Ardahan (1992), Ardahan İli Kültür ve Dayanışma Derneği Yayını, Ardahan.
Aydın Dündar (1998) Erzurum Beylerbeyi Teşkilatı :Kuruluş ve Genişleme Devri (1535-1566), Ankara.
Balpınar-Acar Belkıs (1982), Kilim-Cicim-Zili-Sumak Düz Dokuma Yaygıları, İstanbul,Eren Yayıncılık.
Deniz Bekir (2011), “Anadolu-Türk Kilim Sanatının Teknik Özellikleri ve Erzurum, Erzincan ve Bayburt Kilimlerinin Türk Kilim Sanatındaki Yeri” Erzurum, Erzincan, Bayburt Kilimleri Sempozyumu, İstanbul, Baksı Kültür ve Sanat Vakfı Yayını.
Görgünay-Kırzıoğlu Neriman (1994), Türk Halk Kültüründe Doğu - Anadolu Dokumaları ve Giysileri, Türk Halk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı Yayınları No:7, Ankara.
Gündoğdu Hamza (2000), Kaleler ve Kuleler Kenti Ardahan T.C. Ardahan Valiliği Kültür Yayınları, No:4 Ankara.
Hallaçoğlu Yusuf (1991), “Ardahan” maddesi, T.D.V. İslam Ansiklopedisi, C.III, İstanbul,s.350
Kırzıoğlu Fahrettin (1953), Kars Tarihi, Cilt I, İstanbul.
Konukçu Enver (1999), Ardahan Tarihi, Ardahan Valiliği Kültür Yayınları, No: 2. Ankara
Sümer Faruk (1999), Oğuzlar (Türkmenler)Tarihleri – Boy Teşkilatı Destanları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul.
Kaynak Kişiler
Binali Şandır 47 yaşında,,Seyitören Köyü.Çiftçi
Çiçek Alpkıray 65 yaşında, Otağlı Köyü.Eski dokumacı
Fadime Değirmenci 52 yaşında, Dereköy.Eski dokumacı.
Fadime Fişik 63 yaşında, Seyitören Köyü.Eski dokumacı
Fidan Atmaca 65 yaşında, Damal İlçe Halk Eğitim Merkezi Usta Öğreticisi.
Fidan Çakabay 100 yaşında, Damal Merkez.Eski dokumacı
Gülistan Göyük 62 yaşında, Burma Dere Köyü.Eski dokumacı.
Hanefi Demir 68 yaşında Tepeköy Eski Muhtarı.
İsmigül Karagül 63 yaşında, Yukarı Gündeş (köyü) Mahallesi Eski dokumacı.
İsmihan Kalkan 63 yaşında, Yukarı Gündeş (köyü) Mahallesi. Eski dokumacı.
Naciye Fişik 48 yaşında, Seyitören Köyü.
Saltanat Emir 53 yaşında, Tepeköy.
Seyran Sırbudak 65 yaşında, Seyit Ören Köyü.Eski dokumacı.
Şahrıban Altınarık 72 yaşında,Otağlı Köyü.Eski dokumacı.
Tamam Göktekin 70 yaşında, Eski Kılıç Köyü.Eski dokumacı
Tamer Önal 35 yaşında, Damal İlçe Halk Eğitim Müdürü.
Yıldız Köşmen 60 yaşında, Eski Kılıç Köyü.Eski dokumacı.