ISSN: 1301-255X
e-ISSN: 2687-4016

Bahadır ÖZTÜRK

Anahtar Kelimeler: Türkiye, Cumhuriyet Dönemi, El Halıcılığı, Makine halıcılığı, Halı İhracatı

GİRİŞ

Ekonomiye ve üretime dair veriler, ülkelerin durum tespiti yapmasında ve geleceğe yönelik hedef planlarının hazırlanmasında en önemli kaynaklardır. Türkiye Cumhuriyeti de ilk yıllarından itibaren oluşturduğu komisyonlar sayesinde edindiği verilere dayalı olarak iktisadi hedefler belirlemiş, bu hedeflere göre kararlar alarak ekonominin ana unsurlarının bu hedefler doğrultusunda hareket etmesini sağlamaya çalışmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde zamanla ekonomiye katkı bakımından birçok sektör gelişmiş ve geliştirilmiş olmasına rağmen, halıcılık hiçbir dönem ekonomik anlamda göz ardı edilecek bir sektör olmamıştır. Devlet, her ekonomik planında halıcılığı da ele almış, komisyonlardan gelen raporlara göre üretime yön verecek kararlara imza atmış, ekonomik ve idari desteklerde bulunmuştur. Türkiye’nin ekonomik durumu ve gelecek hedeflerinin ortaya konduğu raporları, belirli aralıklarla sunulan kalkınma planları ve komisyon raporlarında görmek mümkündür.

Bu çalışma da devletin hazırlattığı bu raporlarda yer alan bilgileri temel almakla birlikte, süreç içerisinde meydana gelen, halıcılığı direkt veya dolaylı yoldan etkileyen diğer gelişmelere de yer vermektedir.

CUMHURİYET TÜRKİYE’Sİ HALICILIĞI (1980-2000)

1970’li yılların sonundan 1980’lere geçerken hazırlanan 1978 yılı Beş yıllık kalkınma planında, 1977 yılı için kamuya ait makine halısı üretimi dahil halı ve kilim üretimi kapasitesinin 250.000 m2 , özel sektörde ise 9.985.100 m2 olduğu, kamunun 145.700m2 ile %58’ini, özel sektörün ise 7.352.800 m2 ile %73,6’ünü kullandığı belirtilmektedir[1] . 1972-1977 yılları arasında el ve makine halısı üretimi 4.200 tondan 7.000 tona yükselerek yılda ortalama %10,7 artış göstermiştir, 1979-1983 yılları arasında artışın 7.500 tondan 13.500 tona çıkarak yılda ortalama 12,5 olacağı ön görülmektedir.[2] 1978 yılı kalkınma planında halı sektörünün üretimleri, önceki dönem için önemli artış gösteren ürün grupları içerisinde yer almaktadır. İhracat açısından bakıldığında 1972 yılında üretimin 397 tonu, 1977 yılında ise 479 tonu ihracatta değerlendirilmiştir. 1983 yılı için ihracatın 900 ton olacağı tahmin edilmektedir.[3]

Bu plan döneminde iç ve dış talepte beklenen gelişmeler nedeniyle tekstilin bazı alanları ile birlikte el dokuma ve makine halısı, tufting, keçe ve kilimde hızlı bir üretim artışına gidilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmekte[4] , ancak kurulu düzenin bu üretim artışını karşılayacak kapasitede olmadığı söylenmektedir.[5] Bu eksiklikleri gidermek için 24,7 milyar lira bütçe ayrıldığı, bunun sektörün alt gruplarında bulunan mevcut tesislerin yenileme, genişleme ve iyileştirme yatırımlarında kullanılacağı, ayrıca kamuda mevcut işletmelerin yenilenmesi, yeniden düzenlenmesi, üretimde uzmanlaşmaya gidilmesi ve küçük işletmelerin ekonomik büyüklüğe ulaştırılmasının sağlanacağı ifade edilmektedir.[6]Ayrıca, Dünya fiyatları, katma değeri düşük yarı mamul ürünler yerine fiyatları ve katma değeri yüksek halı ve kilimin içinde olduğu tam mamul ürünlerin ihracatta değerlendirilmesine öncelik tanındığı belirtilmektedir[7] .

1978 yılı Kalkınma Planı İlke ve Politikalarında, Halı, kilim gibi tam mamul ürünlerin ihracata yönlendirilmesinin özendirilmesi, el dokuma halıcılığın geliştirilmesi için Sümerbank yapısında oluşturulacak bir birimin, finansman, kontrollü ve kaliteli üretim, teknik yardım ve rehberlik, eğitim, pazarlama ve dış satım çalışmalarını tümüyle tek elden yürütmesi kararlaştırılmıştır.[8] Devletin bu kalkınma planlarının hazırlanmasında 1978 yılına kadar en büyük pay Sümerbank ve çalışanlarından gelmektedir ve Sümerbank uzunca bir süredir ülkenin halıcılık sektörüne öncülük ederek üretim, yatırım, eğitim desteği sağlamaktadır.

Aynı planda bir önceki dönemde planlanan ama istenilen düzeye erişmemiş olan kooperatifleşme adımları için bu planda etkin ve demokratik kooperatifleşmeye önem verileceği, kooperatifler eliyle bazı sektörlere yatırımlar yapılmasının planlandığı, bu yatırımların içinde halıcılığında bulunduğu, yatırımlara kamu desteğinin de düşünüldüğü görülmektedir.[9] Bu yıllara ait Türkiye’de el ve makine halısı üretim miktarına dair veriler Tablo 1’de görülebilmektedir.

1978 yılı kalkınma planında dokumacılık, halıcılık sektörlerinin dışında kalan ama ekonomiyi, üretimi, sosyal ve kültürel yapıyı etkileyen, dolaylı olarak halıcılığa da etkisi olan bir durum ise ülkenin demografik yapısına dair grafiklerde görülen önemli bir değişime dair yapılan vurgulardır. Bu yıllar, kırsaldan kente göçün yılda ortalama %6,3 olduğu ve 1980 yılı itibariyle kırsalla kentte yaşayan insan sayısının birbirine tam olarak eşit olduğu yılardır. Bu yıldan itibaren kırsalda azalma ve kentli yönünden hızla artan bir grafik görünmektedir.[11]

1978 yılında alınan kararların neticesi 1982 yılı Beş yıllık kalkınma raporlarında görülebilmektedir. Bu plan döneminde en önemli sorunlardan birinin, önceki iki döneme ait beş yıllık raporlar dahil ülkenin her yerinden halı üretimine dair bilgilerin doğru ve kesin bir şekilde toplanamamasıdır.[12]

1982 yılı kalkınma raporunda halı sektörünün mevcut durumu anlatılırken, üçüncü beş yıllık planlı dönemden itibaren yönelinen atölyede dokuma faaliyetlerinin her geçen yıl artığı ifade edilmektedir. Bu atölyeler, kooperatiflerce veya özellikle bu yıllarda ipek halı ihracatındaki yükselen grafiğe bağlı olarak ihracatçı kuruluşların kurmuş oldukları atölyelerdir. Atölye üretimi sayesinde halılarda üretim kalitesi konusunda önemli gelişme kaydedildiği söylenmektedir.[13]

1982 yılında Türkiye’deki el dokuma halı tezgâhı sayısı 240.000 adettir ve bunların 192.600 tanesi üzerinde faal olarak çalışılmaktadır. Bu tezgahlara iş verenler kamu kuruluşları ile özel kuruluşlardır ve yabancı sermayeli kuruluş tespit edilmemiştir.[14] 1977- 1982 yılları arası dokuma sıklıklarına göre el halısı üretimi Tablo 2’de görülebilmektedir.

1980’li yıllarda en fazla ihracat geliri getiren halı grubu Hereke tipi ipek halılar olmuştur. 1981 yılında ipek halı ihracatı 26.727 m2 ile 60.206.000 $ gelir getirirken; diğer el halıları 473.273 m2 ile 82.053.000 $ gelir getirmiştir. Bu dönemde dm2 ’de 80x80 düğüm/dm2 ile 100x100 düğüm/dm2 arasında sıklığa sahip halılar üretilmiştir. Bunlardan başka dm2 ’de 120x120 ile 160x160 düğüm arasında nadir halılar da vardır.

1980’lerde piyasa koşulları ve beklentileri nedeniyle birçok yörede yöreye özgü halıcılık terk edilerek imalat halıcılığa geçilmiştir. İmalat halıcılıkta tüccarın verdiği malzeme ve desen veya piyasada talep gören başka yörelere ait halıların desenleri üretilmektedir. Bunların en başında Sümerbank destekli olarak Anadolu’nun birçok dokuma merkezi, kamu ve özel atölyelerinde dokunan Isparta tipi halılar gelmektedir. Isparta tipi halıların haricinde, Kula’da 1952 yılında Ticaret Bakanlığı’ndan halıcılık desteği sağlanması ve 1956 yılında Sümerbank’ın Kula’da bir şube açmasından sonra halıcılıkta tekrar bir ivme yakalaması ile[16] iç ve dış piyasa taleplerine cevap veremeyen Kula tipi halıcılık 1980’lerde Denizli’nin Çalı, Bozkurt, Afyon’un Başmakçı, Dazkırı, Dinar gibi yörelerine de yayılmıştır.[17] Benzer bir durum Milas yöresi halıcılığında da görülmektedir. Milas’ta zamanla azalan halıcılık faaliyeti Sümerbank’ın girişimleri ile devlet güvencesine alınınca hızla yeniden artmıştır. Gördes halıcılığında ise üretimin azalması ile üretim kalitesinde önemli düşüşler yaşandığı görülmektedir.[18] Simav ve Demirci’de ise yöre halıları karakteri taşımayan Isparta tipi ikinci kalite adıyla halılar üretilmiş ve geniş bir üretim yapılmıştır.

1980’lerden itibaren yukarıda adı geçen ve diğer bazı yörelerde halıcılığın gelişmesinde katkı sağlayan önemli kuruluşların başında yöre halkının birlikteliğini ve organize olmasını sağlayan kooperatifler gelmektedir. 1982 yılında kurulan Yuntdağı Turizm Geliştirme Kooperatifi, bölge halıcılığında desen dejenerasyonunu düzeltmek ve eski doğal boya geleneğini canlandırmak için Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile iş birliği yapmıştır. Üniversite bünyesinde oluşturulan Doğal Boya Araştırma ve Geliştirme (DOBAG) Projesi ile Çanakkale Manisa Yuntdağ başta olmak üzere İzmir Bergama halıları bu proje ile yurtdışında tanıtılmış ve ihracatta bir süre için önemli başarı kazanılmıştır.[19]

1982 yılında Türkiye’de el dokuma halı işi ile uğraşan kuruluşların kamu, kooperatif ve özel olarak üç grupta toplandığı görülmektedir. Kamu kuruluşları Sümerbank, Ceza evleri, Özel idareler ve Bakanlıklar olarak dört farklı çatı altında üretim yapmaktadırlar. Sümerbank 3.904 tezgâhta, Ceza evleri 35 ceza evinde 1.707 tezgâhta, Özel idareler 500 tezgâhta, Bakanlıklar ise 1.500 tezgâhta üretim yaptırmaktadır. Bu dönemde ülke çapına yayılmış 246 kooperatif bulunmaktadır ve 15.250 tezgâhta halı dokumaktadırlar. Özel sektöre ait tesis sayısı 50.000 olarak tahmin edilmekte ve 167.139 tezgâhla üretim faaliyetinde bulunduğu ileri sürülmektedir. Ülke çapında halı dokuyan toplam tezgâh sayısı 240.000 civarındadır. [20]

El halısı ihracatında, yün halı ihracatı 1978-1981 yılları arasında sürekli artmış, 1981 yılında en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 1981 yılından sonra 1982 yılında hızlı bir düşüş gözlenmektedir. 1985 yılına kadar olan yıllarda kademeli olarak hafif bir artış vardır. İpek halı ihracatına bakıldığında 1978-1982 yılları arasında hızlı bir artış fark edilir. 1982 yılında en yüksek seviyeye ulaşılmıştır. 1985 yılına kadar kademeli bir düşüş gözlenmektedir. 1981-1982 yıllarında yün halı üretiminden, yüksek kaliteli ve yüksek ihracat gelirine sahip ipek halı üretimine hızlı bir geçiş yapılmıştır. Üretimde bir düşüş görülmesinin nedeni, üreticinin hem yün hem de ipek halı üretimlerinde yüksek kalitede halı üreterek, yüksek değerde satmayı tercih etmesidir. Bu da sözü geçen yıllardaki m2 satış fiyatlarındaki artıştan ve toplam ihracat gelirlerinden anlaşılabilmektedir.[21] Bkz. Tablo 3.

Türkiye’de el sanatları kapsamında değerlendirilen Türk el halıcılığı konusunda eğitim çalışmalarının üniversite lisans düzeyinde ele alınması da 1980’li yıllarda başlamaktadır. Bu kapsamda ilk açılan bölümler, İstanbul’da Mimar Sinan Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde, İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde kurulan Geleneksel Türk El Sanatları Bölümleridir. Daha sonraki yıllarda bu bölümler birçok üniversite de kurulmuştur. Halı konusundaki eğitim ve araştırma faaliyetleri 1980’lerden itibaren bu bölümlerin altında yer alan Halı Kilim ve Eski Kumaş Desenleri Anasanat Dalında yürütülmeye başlanmıştır. Çok farklı el sanatları dahil Türk halıcılığının sorunları ve Türk halıcılığına dair çeşitli araştırma konularının ele alındığı bir sempozyumlar dizisi de yeni kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk sanatları Bölümü öğretim elemanları tarafından “1. Ulusal El Sanatları Sempozyumu” adı altında 1981 yılının kasım ayında başlatılmıştır ve sonraki yıllarda aralıksız dört yıl arka arkaya devam etmiştir.

Türk el halıları alanında araştırma çalışmalarına ilgi bu yıllarda o kadar fazladır ki Pazırık Halısı dahil Türk el halıcılığının tarihi, bazı yöre ve aşiret halıları, halıcılığı, desen, renk ve teknik özelliklerinin ele alındığı uluslararası kapsamlı I. Milletlerarası Türk Halı Kongresi 07-14 Ekim 1984 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenmiştir. Kongreye Türk Sanat tarihçileri, uzman ve araştırmacılar ile uluslararası birçok konuk ve davetli konuşmacı katılmıştır. [23] O dönem için ulusal anlamda önemli bir etkinlik olan kongre adına posta pul bile basıldığı görülmektedir. Kongre kapsamında 1. Milletlerarası Türk Halı Kongresi Türk El Halıları ve Kilimleri Fuarı adıyla bir etkinlik de düzenlenmiş, özel halı koleksiyonları ve sergileri de yapılmıştır.

1986 yılından itibaren Kültür Bakanlığına bağlı DÖSİM tarafından Güran Erbek’in başlattığı Türk El Halıcılığını Geliştirme Projesi kapsamında ve Güran Erbek’in denetiminde 5 ciltlik Türk El Halıları Kataloğu hazırlanmış, bazı yörelerde halı dokutularak satılmıştır. Proje kapsamında 40.000 dokuyucu tezgâh başına oturmuş, ilk kez müzelerde, camilerde, özel koleksiyonlarda bulunan eski ve çok değerli halılar gün ışığına çıkarılarak bir araya getirilmiş, envanterleri çıkarılmış, 5000 fotoğraflık bir arşiv oluşturulmuş, 450 halının birebir ölçekli dokumaya hazır çizimleri yapılmış, doğal boyalı ipliklerle bu desenlerin dokunması sağlanarak, halıların kalite kimlik belgesi ile satışı yapılmıştır.[24] Bu çalışmalar Güran Erbek’in vefatından sonra sekteye uğramıştır.[25]

11 Eylül 1987 yılında Sümerbank özelleştirilmiş ancak Sümer Holding A.Ş. kamu iktisadi teşekkülü olarak faaliyetlerine devam etmiş, halıcılık çalışmalarını ise “Sümer Halı, Halıcılık, El Sanatları Sanayi ve Ticaret A.Ş.” adıyla sürdürmüştür. 1989 yılında şirketin Demirci, Denizli, Konya, Kula, Sandıklı, Kahramanmaraş, Kayseri ve Sivas’taki toplam 111 atölyesinde, 2149 tezgâhı ve 3203 çalışan dokuyucusu bulunmaktadır.[26]

1982 yılında el halılarının tüm masraflarıyla birlikte sıklığına göre m2 üretim maliyetlerine bakıldığında, kaba kalite: 3.700 TL, orta kalite: 5.146 TL, ince kalite: 8.918 TL, Ekstra ince kalite: 22.498 TL, Floş: 18.998 TL, İpek Hereke (100x100 düğüm/dm2 ): 194.400 TL, İpek Kayseri (70x70 düğüm/dm2 ): 127.850 TL’dir.[27]

Makine halısı alanına bakıldığında 1977 ile 1980 yıları arasında her yıl ortalama %30 düzenli artış görülmektedir ve 1981 yılında da bu şekilde devam etmiştir. Bu yükselen artışın sebebi Gaziantep’te işçiler tarafından bedelsiz ithalat yoluyla tezgahlar getirtilmesi ve motorlu kilim tezgahlarının halı dokuyacak şekilde dönüştürülmesiyle sağlanan üretimlerdir.[28] Bununla birlikte 1977, 1980 yıllarındaki enflasyona bağlı baskılar nedeniyle artan toplam talep, tüketici alım gücünün azalması ve 2 kata varan fiyat artışları nedeniyle özellikle iç piyasaya dönük el halısı üretiminde düşme gözlenmiştir. Bu açığı Gaziantep’te üretilen düşük kaliteli, ucuz makine halıları karşılayarak, talebin yükselmesini sağlamıştır.[29]

Türkiye’de 1982 yılında neredeyse ülke geneline yayılmış olarak faaliyet gösteren Gaziantep’tekiler hariç 28 makine halısı üreten işletme olduğu, bu işletmelerin toplamda 250 tezgâha sahip olduğu görülmektedir. Bu 28 işletmeden birisi kamu kuruluşu olan Sümerbank’a aittir ve toplamda 8 makine ile üretim yapmaktadır. O tarihlerde Gaziantep’te bulunan işletme sayısı belirlenememiş olmasına rağmen tahminen 350 tezgâh sayısı ile ülkenin en yüksek tezgâh sayısına sahip ili durumundadır.[30] Bkz. Tablo 4.

Bu yıllarda Türkiye’de makine halısı olarak üretilen halı tipleri, dokuma, yapıştırma, örme, tufting, keçe ve elyaf halılardır. Bunlar içinde en çok üretimi olan dokuma tipi halılardır. Bu tip makine halıları ihracatta karşılık görürken, tufting ve yapıştırma halılar yüksek ithalat girdileri nedeniyle ihracat şansı elde edememiş, iç piyasada da yüksek fiyat nedeniyle rağbet görmemişlerdir.[32] Dokuma tipi makine halılarının ihracatta karşılık görme nedeni, malzeme maliyetlerinin neredeyse aynı olmasına rağmen işçilik ücretinin Türkiye’de üç kat düşük olması olarak gösterilmekte, bunun da bu tip halıların ihracat şansını arttırdığından söz edilmektedir.[33] Türkiye’de 1977-1981 yılları arası makine halısı üretim tekniklerine göre üretilen halı miktarı Tablo 5’te görülebilir.

1981-1982 yılı İhracattaki imkanlardan el ve makine üretimleri bazında en çok kaliteli halı üretenler yararlanabilmiştir. Bu da üretimde kaliteli halıya doğru kaymayı beraberinde getirmiştir. Bu dönemde uygulanan serbest faiz uygulaması ile yükselen döviz fiyatları sonucu ithalata dayalı girdiler iç piyasaya çalışan makine halıcılarını etkilemiş, bazılarının kapanmasına neden olmuştur. [35]

Sektör temsilcileri tarafından 1980’li yıllarda Türkiye’deki makine halısı teknolojisi Dünya’da yaygın olarak kullanılan teknoloji ile aynıdır ve ülke taleplerini karşılayacak kapasitededir. Sektörün ithalat girdilerinden olan jüt ithalatı, Sümerbank’ın Taşköprü Fabrikasının devreye girmesi ile sonlanmıştır.[36]

1982 yılında makine halılarının tüm masraflarıyla birlikte sıklığına göre m2 üretim maliyetlerine bakıldığında, Dokuma tipi (dm2 ’de 1000-1700 ilme): 2.020 TL, Dokuma tipi (dm2 ’de 2500 ilme): 2.903 TL, Dokuma tipi (dm2 ’de 3000 ilme): 3.847 TL, Yapıştırma tipi: 2.950 TL, Örme tipi: 1.660 TL, Tufting tipi: 1.655 TL, Keçe: 435 TL, Kilim: 490 TL’dir.[37]

Türkiye’nin el halısı ihracatı, 1978 yılında 146.479 m2 iken bu rakam her yıl artarak 1981 yılında 500.000 m2 ’ye çıkmıştır. Makine halısında ise 1978’de 14.238 kg’dan 1981’de 1.494.014 kg’a yükselerek rekor bir artış göstermiştir.[38] Türkiye 1979 yılı halı ihracatı ile dünya halı ticaretinden %3,4 pay almıştır. Bu pay 1980 yılında %5,7, 1981 yılında %10,6, 1982 yılında %18,1, 1983 yılında ise 13,5 olmuştur. Ülkenin 1980 yılından itibaren el halısı ticaretinden büyük pay almasına, bu yıllarda halı ihracatçısı bazı ülkelerin çeşitli siyasi nedenlerden dolayı krize girmeleri en büyük nedendir. Diğer bir nedense Türkiye’nin 1980 yılında 24 Ocak Kararları diye bilinen ekonomik kararlarla serbest piyasa ekonomisi ve dünya ekonomisiyle entegrasyona geçilmesi[39] sonrasında alınan ekonomik tedbirler ile ihracat sefer berliği içinde olmasıdır.[40] Örneğin, İran’ın 1974 yılındaki ihracat payı %53,1 iken, 1983 yılında 19,5’e kadar gerilemiştir. Afganistan da yine aynı durumdadır.[41] Bununla birlikte bu ülkelerden kalan boşluğu yalnızca Türkiye değil, Hindistan, Pakistan, Cezayir, Mısır ve Tunus gibi ülkeler de doldurmuş ve ihracat paylarını Türkiye’den daha başarılı bir şekilde istikrarlı olarak yükseltmişlerdir.[42]

Türkiye’nin halı, kilim ve yer döşemesi ihracatına bakıldığında 1982-1986 yılları arasında dolar bazında neredeyse yarı yarıya bir düşüş olduğu gözlenmektedir. 1982 yılında 250.178.800 dolar olan ihracat, 1986 yılında 107.870.404 dolara düşmüştür. Halı sektörünün tekstil ihracattaki payı 1982 yılında %17,42’yken 1986 yılında bu pay %5,06’ya gerilemiştir.[43]

1989 yılında yayınlanan 375 sayfalık Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planında, halı sektörü için özet niteliğinde bir rapor yer almaktadır. Bu plan döneminde tüm dokuma ve giyim sektöründe yurtiçi talebin %8 artacağı ve el halısı da dahil sektörde önemli ihracat artışları beklendiğinden söz edilmektedir. Bu talebi karşılayabilmek için yılda ortalama %9,6 artış öngörülmektedir.[44]

1984 yılında el halısı üretimi 1.512.000 m2 iken, 1988 yılında ise 3.004.000 m2 ’ye çıkmıştır. Beşinci Beş yıllık dönemde %16’lık bir artış gözlenirken, Altıncı Beş Yıllık üretim beklentisi oranı %9,6 olarak tahmin edilmiştir. Makine halısında ise 1984 yılında 6.338.000 m2 olan üretim, 1988 yılında 12.020.000 m2 ye çıkmıştır. Makine halısındaki üretim artışı %15,2 olurken, Altıncı Plan dönemi sonu için %12,4’lük bir büyüme öngörülmüştür. Tufting, keçe ve kilim üretiminde ise el halısı ve makine halısı üretimlerinin toplamından daha fazla bir üretim olduğu, bunlarda 1984 yılında 18.500.000 m2 , 1988 yılında ise 21.760.000 m2 üretim yapıldığı, %4,4 lük bu üretim artışının ise sonraki dönemde süreceği ifade edilmektedir.[45]

İhracat rakamlarına bakıldığında el halısında 1984 yılında 566.000 m2 ihracata giderken, 1988 yılında 656.000 m2 ihracatta değerlendirilmiştir. İhracat oranı %4,6 olarak gerçekleşirken, Altıncı plan dönemi için 14,2 artış hedeflenmektedir.[46] Bkz. Tablo 6.

1984-1988 yıllarında Türkiye daha henüz halı ihracatçısı bir ülkedir ve el halısı ve makine halısı alanlarında Türkiye’ye ithalat olarak kayda değer mal gelmediği gözlenmektedir.[48]

1984-1987 Yılları arasında Dünya’da Halı Sanayi tarafından yünden ve kıldan üretilen makine halısı ve yer döşemesi üretimleri Tablo 7’de görülmektedir. Tabloda bazı ülkelerin üretimleri m2 veya ton cinsinden verildiği için tek bir tabloda bu şekilde gösterilebilmiştir.

1989 yılında Türkiye halı sektörü için gerçekleşen önemli bir gelişme ise İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’nin (İHİB), İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birlikleri Genel Sekreterliği çatısı altında kurulmasıdır. Birlik 2020 yılı verileriyle Türk halı ihracat sektörünü çok büyük oranda temsil etmektedir. Türkiye toplam halı ihracatının yaklaşık %20’sini ve el halısı ihracatının neredeyse tamamına yakın bölümü İHİB üyesi firmalarca gerçekleştirilmektedir. Birliğin amacı halı sektöründe Türkiye’nin ihracat potansiyelini arttırmak, ihracat performansını yükseltmek ve bu kapsamda üyelerinin ihracat ile ilgili bütün çalışmalarında onlara yardımcı olmaktır.[50]

Gaziantep halı ihracatçıları birliğinin yaptığı bir araştırma Türkiye’de makine halısı sektöründeki büyüme, kurumsallaşma ve markalaşmaya giden grafiği gözler önüne sermektedir. Tablo: 8 incelendiğinde 1980’lerde başlayan şirketleşme 1990’lardan itibaren iç piyasa ve ihracatta karşılığını buldukça hızlanmıştır.

Türkiye’de makine halılarının üretim ve kullanım oranı her geçen yıl artmaktadır ve bu üretim ülkede en fazla dokuması yapılan Isparta tipi halıcılığı etkilemiştir. Isparta tipi halı üretimi 1989 yılında 20.000 tezgâh ve 500.000 m2 ’ye, 2002 yılında ise 300.000 m2 ’ye düşmüştür. Ayrıca Isparta halıcılığının tüm yan kolları da durumdan oldukça kötü etkilenmiştir.[52] 1985-2000 yılları arası makine halısı üretim miktarları Tablo 9’da görülebilir.

Halı sektörü ihracatı, 1986’dan 1993 yılına doğru tekrar bir artışa girerek 1993 yılında 250 milyon dolarla 1982’deki değerleri yakalayabilmiştir. Bununla birlikte sektörünün toplam tekstil ihracatındaki payı 1986 yılında %5,6’yken 1993 yılında bu pay %4,62’ye gerilemiştir.[54] Bu oranın düşmesinde Türkiye’nin o yıllardaki özellikle AB ülkelerine olan konfeksiyon ihracatının artmasındaki payı büyüktür.

5 Nisan 1994’te uygulanan ekonomik kararlar sonucunda dolar ocak ayında 14.538 TL iken 7 Nisan 1994’te birden 40.000 TL’ye çıkmış[55], bunun sonucunda el dokuması halıya olan iç talepte bir daralma olduğu gözlenmiştir.[56]

1995 yılında hazırlanan 319 sayfalık Yedinci Beş yıllık kalkınma Planında, yalnızca yerel potansiyelleri değerlendirme amacıyla halıcılık dahil birtakım üretimlere destek sağlanacağından bahsedilmektedir. Bunun haricinde herhangi bir veri veya hedef bulunmamaktadır.[57]

1990’ların sonundan itibaren, ulaşım, iletişim ve teknolojinin gelişimi ile dünya küçülmüş, siyasi bloklaşmalar yerini küresel ve bölgesel ekonomik entegrasyonlara bırakmış, pazar da küreselleşmiştir. Pazarda kalite, fiyat ve zamanında teslimat belirleyici unsurlar olmuştur.[58]

1996 yılından itibaren Türkiye halıcılığında görülen önemli bir değişiklik de ülkeye giren halı miktarındaki artıştır. Türkiye’de ithalatın önünü 1995 yılında tam üyelikle girilen Gümrük birliği mevzuatı açmıştır denilebilir. Gümrük birliği ile Türkiye, Avrupa menşeli sanayi mallarına uygulanan gümrük vergilerini, kısıtlamaları ve engelleri kaldırmıştır. Avrupa ise, Türkiye’ye istisnai olarak kota uyguladığı bazı hazır giyim ve sanayi sektörü de dâhil olmak üzere işlenmiş tarım ürünleri üzerindeki gümrük vergilerini ve engelleri kaldırmıştır. Türkiye ekonomisi, Gümrük Birliği sonrası, 1996 ve 1997 yıllarında ortalama %8 gibi yüksek bir oranda büyümüştür. Gümrük Birliği’ne geçişin tamamlanmasıyla, ulusal firmalar, yerel ve küçük pazarlardan ziyade daha büyük ve uluslararası pazarlara hitap etmek durumunda kalmışlardır. Bu durum, ilk yıllarda Türk sanayicisini rekabet etme konusunda zorlamışsa da geçen yirmi yıllık sürede Türk sanayicisi pek çok alanda Avrupa ile mücadele edebilecek yetiye ve güce kavuşmuştur.[59] Bununla birlikte Türkiye’nin halı gibi kendi üretimlerini korumak amacıyla birlik dışına koyduğu gümrük vergileri ise, aynı ürünleri AB üyelerinin ithal ederek gümrüksüz şekilde Türkiye’ye ihraç etmesini kısıtlamadığı için anlamsız olmaktadır. Türkiye, hammadde ve üretim maliyetleri nedeniyle 1996 yılından itibaren Çin, Hindistan, Nepal, Pakistan, İran, Romanya, Almanya, Amerika, Azerbaycan gibi ülkelerden halı ithal etmeye başlamıştır. Bu durum yerli üreticiyi hayati derecede zorlamıştır ve bu konuda tedbir alınmasını istemişlerdir. Bununla birlikte ithal edilen halıların büyük çoğunluğu turistlere veya doğrudan ihracat yoluyla tekrar yurt dışına satılmaktadır. Ancak yerli üretim el halılarına göre çok daha düşük maliyetli ve modern tasarımlı el halıları da iç piyasada ilgi görmektedir.[60] Bkz. Tablo 10.

2001 yılı raporunun Türkiye’deki Makine halıcılığının 1993-1998 yıllarına dair verileri Tablo 11’de görülmektedir. Dokuma (%90 Wilton), Non-Woven ve Tufting olmak üzere üç üretim tekniğine göre toplanmış verilerde, Dokuma tipi halıda üretim iki katına yakın artarken, ihracat 7 kat artış göstermiştir. 1993 yılına nazaran 1997 yılında iç tüketimde düşüşün olması bu tip halıların ihracatta değerlendirildiğine işaret etmektedir. Non-woven ve tufting halılar ise dokuma halılardan kalan boşluğu karşılar nitelikte büyüyerek iç talebe yönelmiştir. 1997-1998 yıllarında dokuma tipi halılar ile tufting halıların iç tüketimdeki satışı m2 cinsinden neredeyse eşittir. Her üç üretimde de ithalat çok düşük olduğu için tabloya dahil edilmemiştir.

1997’de Gaziantep 700 İşletme ve 3000 tezgâh ile Türkiye halı üretiminin %80’ini üretir kapasiteye gelmiştir. Ancak sektörün makine teknolojisi eskidir ve sektör lideri olan Belçika’da bir işçi tarafından kontrol edilen bir halı dokuma makinesi, Türkiye’de dört işçi tarafından kontrol edilebilmektedir.[63]

1990’lı yıllarda makine halısı üretimi hızla artarken 1998-1999 ve 2000 yıllarında bir düşüş gözlenmektedir. Bu düşüşün en önemli sebeplerinden bazıları, geçmişten gelen daha birçok sorun ve alınmayan önlem olmakla birlikte, ülkenin o an içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik sorunlar, Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından Rusya’da yaşanan ekonomik kriz ve 1999 Marmara Depremi’nin ülke ekonomisine olan yüküdür.[64] İşletmelerin tamamına yakını bu durumdan etkilenmiştir. Satışların, ihracat ve ithalat rakamlarında da azalma yaşanmıştır.[65] Bu dönemde özellikle Tekstil sektöründe krizin etkileri ağır hissedilmiş, Denizli, Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Çorum en fazla etkilenen şehirler olmuşlardır.[66]

2001 yılında yayınlanan Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı verilerine göre Türkiye’de el halısı üretimi yılda 30 milyon m2 ’dir ve bunun %97’sini yün, %3’ünü ise ipek halılar oluşturmaktadır. El halıcılığında istihdamın 1,5 milyon kişi olduğu düşünülmektedir ve son on yıldır sektörde yıllık %20 üretim kaybı olmaktadır [67]. Bu yıllarda yapılan üretimlerin, Türk Standartlarındaki dokuma sıklığına göre yörelere dağılımı Tablo12’de yer almaktadır.

2001 yılında Türkiye’nin el halısı sektörünün 2 milyar dolar civarında bir cirosu bulunmaktadır. Bu rakamın 400-450 milyon dolarlık kısmı iç tüketim, 350-400 milyon dolarlık kısmı direkt ihracat, 1.150 milyon dolarlık kısmı ise turistik satışlardan gelmektedir. İhracat rakamlarına göre Dünya el halısı ihracatındaki payı %5’tir. Bu oran İran için %40, Hindistan için %17, Pakistan İçin ise %16’dır. En önemli ithalatçı ülkeler Almanya, Amerika, İsviçre, Fransa, Japonya, İngiltere, İtalya ve Avusturya’dır.[69] Türkiye’nin 1998-2001 yılları arası el halısı ihracat verileri için Tablo 13’e bakabilirsiniz.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında El halısı üretimi için yapılan önerilerde, el halıcılığının kültürel ve ekonomik değerinin yüksek olduğundan, ancak üretimin son yıllarda gittikçe azaldığından bahsedilmektedir. Çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun el halıcılığı ile ilgili çalışma yaptığından, bununla birlikte kurumlar arası iş birliği yetersizliğinden sonuç alınamamasından söz edilmektedir. Sektörde nitelikli eleman, eğitim ve sosyal güvence sorunlarının olduğu, üretim süresinin uzun olmasından üreticilerin finansman sorunları yaşadığı belirtilmekte, el halıcılığının kırsal istihdamdaki önemi nedeniyle köyden kente göçü önlemek amacıyla el halıcılığının Doğu ve Güney Doğuya devlet desteğinde kaydırılması önerilmektedir.[71]

Bu yıllarda makine halısı sektöründe dikkat çeken problemler, ucuz, taklit ve markasız halı üretimi, fuar desteğinin yetersizliği, kayıtsız ekonomi ve eski teknolojiye sahip makine ithalatı olarak ifade edilmektedir. Özellikle Gaziantep ve civarında gelişen dokuma makine halıcılığının büyük miktarda kayıt dışı olduğu, üretim rakamlarına erişilemediği, ancak yılda 40 milyon m2 ’ye ulaştığı söylenmektedir. Dokuma makine halısında ihracatçı rakip ülkeler Belçika ve İran; tuftingde Belçika, Amerika ve Hollanda’dır.[72]

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Cumhuriyet öncesinden gözde bir üretim ve ihraç mamulü olan halı ve halıcılık, cumhuriyetin ilanından sonra da önemini yitirmemiştir. Kurulan hükümetlerin, birtakım komisyonlar, kurumlar ve uzmanlar aracılığıyla halıcılık sektörünü izlediği, ekonominin hedefleri doğrultusunda aldığı kararlarla daha fazla ihracat, üretim, gelir, istihdam ve sanayileşme yolunda ona şekil vermeye çalıştığı görülmektedir.

1980’lerin ortasına kadar devlet, bizzat halıcılığın yön vericisi durumundadır. Cumhuriyetin devletçilik ilkesine bağlı olarak kurulan Sümerbank, bu yıllar boyunca devletin Türk el halıcılığındaki eli, yatırımcısı, destekleyicisi, eğitimcisi, denetleyicisi, üreticisi ve ihracatçısı olmuştur. Devletin beş yılda bir hazırlattığı, ekonomi projeksiyonlarına yön veren halıcılık alanındaki raporlar da bu tarihe kadar yine Sümerbank çalışanları tarafından derlenip oluşturulmuştur. 1970’li yıllardan itibaren hazırlanan raporlarda halı sektörünün tam bir mali denetim içinde olmadığı, üretilen, tüketilen ve ihraç edilen halı miktarı ve değeri konusunda kesin bir kayda ulaşılamadığı bu raporlarda dikkati çeken bilgilerdendir. 1980 yılında el halısı üretimi, kamuya bağlı Sümerbank, ceza evleri, özel idareler ve bakanlıklara ait 7.611, kooperatiflere ait 15.250, özel sektördeki 50.000 tesise ait 167.139 tezgâhta yapılmaktadır.

1980’lerde, 1970’lerin sonundan itibaren görülen halıcılıktaki iç ve dış talep artarak devam etmiş, bunun için devlet el ve makine halısı alanlarında üretim artışının sağlanması için ekonomik destekte bulunmuştur. Devlet özellikle ihracatta döviz getirecek, katma değeri yüksek halı ve kilim satışını teşvik etmiştir. Önceki dönemlerde başlatılan ancak yeterli desteğin sağlanamadığı kooperatifleşme konusunun da bu dönemde ciddiye alındığı görülmektedir. 1982 yılında halıcılık alanında 246 kooperatifin ülke genelinde çalıştığı kayıtlarda görülmektedir.

Atölye tipi üretim de bu yıllarda tercih edilmektedir. Atölyeler, kooperatifler ve özellikle ipek halı üreten ihracatçı üreticiler tarafından kontrollü ve düzenli üretimler için tercih edilmektedir. O dönem Hereke tipi ipek halılar ihracatta en yüksek döviz getiren ürün grubudur. İpek halıcılık Hereke ve Kayseri’de yoğunlaşmıştır. Yüksek kaliteli yün halılar da ihracatta karşılık bulmuş ve talep görmüşlerdir. Talebin bu yönde olması üreticiyi bu sınıfta ürün üretmeye ve ihracatta değerlendirmeye yöneltmiştir. Önceki yıllardan itibaren başlanan imalat halıcılıkta tercih edilen yöre halıları üretilmektedir ve bunların en başında Isparta tipi halılar gelmektedir. Bunlardan başka Kula, Milas, Gördes, Bergama, gibi yöre halıları üretilmektedir.

El halısı ihracatının artması halı ihracatçısı İran ve Afganistan’da yaşanan siyasi gelişmeler ve bu ülkelere yapılan ambargolardır. En büyük halı ihracatçısı İran’ın %53’lük ihracat payından boşalan üretim açığının bir kısmına Türkiye’de talip olmuş, bu da bir süre için el halısı ihracatında dünya piyasasından %18 pay almak gibi önemli artışa neden olmuştur. Ancak, aynı paydan faydalanan Hindistan ve Pakistan gibi diğer ülkeler işçilik maliyetleri sayesinde üretimleri her yıl artırırken, Türkiye’de 1990’lara doğru hem üretimde hem de iş gücünde bir düşme gözlenmektedir.

İmalat halıcılık ile birlikte son yıllarda yöresel halıların üretim, desen, renklerinde görülen bozulmalar ve kırsal alanda halı üretim kapasitesinin yeniden canlandırılması için, bazı yörelerde kooperatifler ve üniversite destekli bir projenin de (DOBAG) gerçekleştirildiği görülmektedir. Proje, Çanakkale, Manisa Yuntdağ, İzmir Bergama yöresinde etkili olmuş, bir süre de ihracata halı üretilmiştir.

Üniversitelerde, halıcılık alanında eksikliği duyulan, kültürel geçmiş ve koruma bilincine sahip, yetişmiş eleman ve tasarımcı ihtiyacına yönelik, dört yıllık lisans düzeyinde mezun verecek birimlerin, Güzel Sanatlar Fakültelerinin Geleneksel Türk El Sanatları Bölümleri altında Halı Kilim ve Eski Kumaş Desenleri Anasanat Dalı adıyla açılmaları da 1980 yıllarının başına rastlamaktadır. Bu yıllarda diğer el sanatları ve halıcılık alanında görülen bilgi eksiklileri, bu ürünlerin korunmasına yönelik çalışmaların yetersizliği, yine aynı yıllarda alanın uzmanlarının bir araya geldiği akademik sempozyumlar ve alana olan ilginin de artmasıyla, uluslararası kongre ve fuar olarak etkinliklerin yapılmasını sağlamıştır. Kültür Bakanlığı da Güran Erbek gözetiminde eski el halılarına dair envanter çalışması yaparak bu halıların aslına uygun üretimlerini gerçekleştirmiş ve DÖSİM mağazalarında turistlere satışını gerçekleştirmiştir.

1980’ler Türkiye’de kırsal kesim ile kentli nüfusunun da birbirine eşitlendiği yıllardır. Çok önceden beri başlayan köyden kente göç, bu yıllardan itibaren nüfusta tarımsal alanda iş kaybı, kentler yönünden niteliksiz nüfus artışı ve şehirleşmeye neden olmaktadır. Bu durumu yavaşlatmak için halıcılığın doğu illerine doğru kaydırılması da çözüm olarak gündeme gelmiştir.

Makine halıcılığı alanında sürekli bir üretim artışı görülmektedir. Gaziantep’te devlet destekli bedelsiz ithalat yoluyla getirilen dokuma makineleri kısa sürede iç talebi karşılamıştır. Gaziantep’teki bu üretimler 80’lerin başında kayıt dışıdır ve bu şekilde bir süre daha devam etmiştir. Bu sıralar devlet hala el halısını ihracat, makine halısını ise iç piyasa ihtiyaçları için düşünmektedir ve makine teknolojisi ve miktarını bunun için yeterli görmektedir. Ancak, işçilik maliyetindeki üçte birlik fark, özellikle yüksek kaliteli halıların ihracat kapısını açmış, Türkiye’de 1980’lerden önce non-woven, tufting ve kilim üretimleri ilk başları en fazla üretimi gerçekleşen makina halısı tipleriyken, dokuma tipi halı üreticileri önce iç sonra dış talep sayesinde hızla yatırım ve üretimlerini arttırarak bu üretimleri geride bırakmıştır. Zamanla ihracat imkanları kurumsallaşmayı da beraberinde getirmiş, 1990’lardan itibaren hızlı bir şekilde kurumsallaşma ve markalaşma çalışmaları başlamıştır.

1982 yılının yün el halısı ve makine halısı m2 üretim maliyetleri incelendiğinde, en yoğun dokuma sıklığına (3000 ilme/dm2 ) sahip makine halısı hariç, makine halısı üretim tekniklerinin hepsinin kaba kalite el halısı üretim maliyetinden bile düşük olduğu, bu durumun el halısından makine halısına yönelimi hızlandıracağını anlamak mümkündür. Bkz. Tablo 14. Makine halıcılığından en hızlı, en çok sürümü olan Isparta tipi halıcılık etkilenmiştir. Zaten o yıllar üretilen makine halısı desenlerine bakıldığında bunların Isparta halılarının benzerleri olduğu görülebilir.

1987 yılında Sümerbank’ın özelleştirilmesi gerçekleştirilmiş, ancak Sümer Halı, devlet kuruluşu olarak halıcılık faaliyetlerine devam etmiştir. 1989 yılında ise özel sektör el halıcılığındaki birlikteliği sağlamak ve ihracat imkanlarını arttırmak için İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’ni kurmuştur. Bu yıldan itibaren el halıcılığını yönlendirme işlevi, devletin de desteğiyle, piyasa koşullarına göre hareket eden, araştıran ve uyum sağlamaya çalışan özel sektör temsilcilerinin eline geçmiştir.

1993 yılında Türkiye toplam halı ihracatında tekrar 1982 yılı rakamlarına ulaşmıştır. 5 Nisan 1994 kararları ile dolar artarken iç piyasada el halısı talebi de azalmıştır. 1996 yılından itibaren Türkiye’ye önemli miktarda el halısı ithalatı olduğu ve her sene arttığı görünmektedir ve Türkiye ithalatçı ülkeler sıralamasında üst sıralara doğru yükselmektedir. Bunun en önemli nedeni AB ile Gümrük Birliği anlaşmalarının son imzalarının atılmasıdır ve böylece Türkiye ticari açıdan Avrupa ile tüm kapıları sonuna kadar açmıştır. Bu anlaşmalar öncesi Türkiye kendi üretimlerini koruma tedbirleri için gümrük vergileri koyup sınırlama getirebiliyorken, Avrupa ile böyle sınırlamaların olmaması bu tedbirleri anlamsız kılmıştır. Bu durum en çok yerli üreticiyi zor durumda bırakmıştır. Çünkü Çin, Hindistan, Pakistan, İran ve Nepal’den gelen ucuz el halılarıyla ülke içinde rekabetle karşı karşıya kalmışlardır. Buna karşılık, girişimci ve duruma uyum sağlayan üretici ve tüccarlar bunu fırsata çevirerek uzak doğudan aldıkları ürünleri ya doğrudan ithal etmişler ya da ülke içerisinde turistlere satarak ülkeye döviz kazandıracak yeni yollar geliştirmişlerdir.

Dokuma tipi makine halıcılığında 1993 yılından 1998 yılına üretim, 61 milyon m2 ile neredeyse 2 kat, ihracat ise 36,5 milyon m2 ile 7 kat artmıştır. Gaziantep bu işin Türkiye’deki başkenti olmuştur ve 1997’de 700 işletme ve 3000 tezgâhta üretim yapmaktadır. 1999’da yaşanan kriz ve Kocaeli depremi ekonomiyi ve Gaziantep’te halı sektörünü de kötü olarak etkilemiştir.

2001 yılında verilerine göre Türkiye’nin 30 milyon m2 el halısı üretiminin olduğu, 1,5 milyon kişinin bu işle meşgul olduğu ve 2 milyar dolar cirosunun bulunduğu, bunun 1,5 milyar dolarının ihracat geliri olduğu resmi makamlarca belirtilmektedir.

2000 yılından 2020’ye Türkiye halıcılığı, 2000 yılının öncesinden itibaren başlayan birtakım koşullar nedeniyle özellikle el halıcılığı sektöründe ciddi kararlar almak durumunda kalacak, küreselleşen pazarda, dünya halıcılık piyasasından daha fazla pay kapmak için girişimlerde bulunacak, bununla birlikte gelişen siyasi ve ekonomik olaylardan etkilenecektir.

KAYNAKÇA

Alpay, Halil Rıfat ve Yusuf Uluca, Türkiye’de Tekstil Sektörünün Durumu ve Tekstil Makinalarının İmalat İmkanları, MÜSİAD Araştırma Raporları-7, Ekim 1994.

Altaşlı, Yavuz ve Murşit Işık, “Türkiye’de Yaşanan Ekonomik Krizlerin İstihdam Üzerine Etkileri (1980- 2013)”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2 (2017) :567-585.

Deniz, Bekir, “Kula Halıları, Türk Halı Sanatı IV”, Bilim Birlik Başarı, 43 (1985):13-19.

Deniz, Bekir, “Gördes Halıları”, Bilim Birlik Başarı, 45 (1987): 13-19.

Dölen, Emre, Tekstil Tarihi, İstanbul: Marmara Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi Yayın no:92/1, 1992, Matbaa Bölümü Yayın No:6.

Ercebeci, Şebnem, “Türk Halı ve Dokuma Sanatımıza Hizmetleriyle Bir Kültür Adamı: Güran Erbek (1944-1989)” Erdem, Halı Özel Sayısı-II, 29 (1999): 267-282.

Harmancıoğlu M. ve F. Önder, “İzmir ve Çevre Yörelerde Halıcılığın Durumu”, Atatürk’ün 100. Doğum Yılı Uluslararası Tekstil Sempozyumu, (İzmir, 2-4 Kasım 1981), s. 435-448.

Kalkan, Şenay, “Halı Kongresi Sona Erdi-Halıcılığımız Kızların Çeyizlerinde Yaşıyor”, Cumhuriyet Gazetesi, (14 Ekim 1984), s. 12.

Karavar, Gonca ve Bahadır Öztürk, “20. Yüzyıla Ait Bir Grup Yuntdağ Halısı” Arış, 14 (2019): 78-95.

Özdemir, Yavuz ve Güner Koç Aytekin, “Avrupa Birliği (AB) Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri”, Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 9 (2016): 45-59.

Ölmez, Filiz Nurhan ve İhsan Akkuş, “El Dokuması Halıcılığın Sürdürülebilirliğine İthalatın Etkileri” Uluslararası Geleneksel Sanatlar Sempozyumu. (16-18 Kasım 2006), İzmir, s. 215-225.

Öztürk, Bahadır, “Cumhuriyet Türkiye’si Halıcılığı- I: 1923-1980 Yılları Arası” Arış, 17 (2020): 44-61

Sazak, Derya, 1999 krizi, http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/derya-sazak/1999-krizi-5339915, (erişim 13.12.2019)

Sirkecioğlu, Handan, Milas’ın Bazı Köylerinde El Halıcılığının Günümüzdeki Durumu, Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 1992.

Uyanık, Seval, Makine Halısı Üretimi, Ankara: Öncü Basımevi, 2012.

Yazıcıoğlu, Yahşi, “Geleneksel Bir Tekstil Ürünü Olan El Dokusu Halıların Türkiye’nin Dışsatımındaki Yeri”, III. Ulusal Tekstil Sempozyumu, (4-7 Kasım 1986), Bursa, s.122-123

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1979 yıllık Rapor, 30 Nisan 1980 Tarihli Hissedarlar Genel Kurulu’na Sunulan Rapor, Ankara 1980.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, 12 Aralık 1978, Sayı 16487.

Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dokuma ve Giyim Sektörü Özel İhtisas Komisyonu, Halıcılık Alt Komisyonu Raporu, 1 Kasım 1982.

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), Yayın no: DPT: 2174, 22 Haziran 1989.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), 18.07.1995.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Dokuma ve Giyim Sanayi Özel İhtisas Komisyonu “Halı ve Yer Kaplamaları Alt Komisyon Raporu”, Ankara 2001.

İzmir’de Halıcılık Sektörü Nerede?, İzmir: İzmir Ticaret Odası Yayını, 1999, No: 63.

“Türk’ün gül kokulu tarihi; Isparta Halısı”, Decor Dergisi, Mayıs- Haziran (2019), s.18-25.

Anadolu Ajansı Haberi, Cumhuriyet Gazetesi, 2 Ekim 1997, s. 20.

Türkiye’deki ekonomik krizler: 1994, 2001 ve 2007’de neler yaşandı? https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-45226072, (erişim 13.12.2019)

https://ihib.org.tr/ihib-hakkinda/ erişim:14.02.2021

Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçı Birlikleri Halı Sektörü Envanteri, İpekyolu Kalkınma Ajansı, Temmuz 2014.

https://paracevirici.com/doviz-arsiv/merkez-bankasi/gecmis-tarihli-doviz/1994/amerikan-dolari, (erişim: 22.03.2021)

Kaynaklar

  1. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, 12 Aralık 1978, Sayı 16487, s. 10.
  2. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, s. 347.
  3. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, s. 349.
  4. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, s. 162.
  5. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, s. 350.
  6. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete s. 352.
  7. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, s. 166.
  8. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, s. 352.
  9. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), T.C. Resmî Gazete, s. 176.
  10. T.C. Merkez Bankası 1979 yıllık Rapor, 30 Nisan 1980 Tarihli Hissedarlar Genel Kurulu’na Sunulan Rapor, Ankara 1980, s.142.
  11. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), a.g.e. T.C. Resmî Gazete, s. 176.
  12. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Dokuma ve Giyim Sektörü Özel İhtisas Komisyonu Halıcılık Alt Komisyonu Raporu, 1 Kasım 1982, s. 2.
  13. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmî Gazete, s. 2.
  14. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmî Gazete, s. 5.
  15. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmî Gazete, s. 10.
  16. Bekir Deniz, “Kula Halıları”, Türk Halı Sanatı IV, Bilim Birlik Başarı, 43 (1985), s. 17.
  17. M. Harmancıoğlu ve F. Önder, “İzmir ve Çevre Yörelerde Halıcılığın Durumu”, Atatürk’ün 100. Doğum Yılı Uluslararası Tekstil Sempozyumu, İzmir, 2-4 Kasım 1981, s. 443.
  18. Bekir Deniz, “Gördes Halıları”, Bilim Birlik Başarı, 45 (1987), s.19
  19. Gonca Karavar ve Bahadır Öztürk, “20. Yüzyıla Ait Bir Grup Yuntdağ Halısı” Arış, 14 (2019), s. 80.
  20. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmî Gazete, s. 4.
  21. Yahşi Yazıcıoğlu, “Geleneksel Bir Tekstil Ürünü Olan El Dokusu Halıların Türkiye’nin Dışsatımındaki Yeri”, III. Ulusal Tekstil Sempozyumu, 4-7 Kasım 1986, Bursa, s. 122-123.
  22. Yahşi Yazıcıoğlu, “Geleneksel Bir Tekstil”, s. 122.
  23. Şenay Kalkan, “Halı Kongresi Sona Erdi-Halıcılığımız Kızların Çeyizlerinde Yaşıyor”, Cumhuriyet Gazetesi, 14 Ekim 1984, s. 12.
  24. Şebnem Ercebeci, “Türk Halı ve Dokuma Sanatımıza Hizmetleriyle Bir Kültür Adamı: Güran Erbek (1944-1989)” Erdem, Halı Özel Sayısı-II, 29 (1999), s.274
  25. Handan Sirkecioğlu, “Milas’ın Bazı Köylerinde El Halıcılığının Günümüzdeki Durumu”, Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 1992, s.15.
  26. Emre Dölen, Tekstil Tarihi, İstanbul, Marmara Üni. Teknik Eğitim Fakültesi Yay., 1992, s. 359.
  27. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 14.
  28. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete s. 3.
  29. Bahadır Öztürk, “Cumhuriyet Türkiye’si Halıcılığı- I: 1923-1980 Yılları Arası”, Arış, 17 (2020), s. 58
  30. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 4.
  31. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 6.
  32. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 49.
  33. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 12.
  34. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 10.
  35. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 29.
  36. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 41.
  37. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 18.
  38. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 22.
  39. Yavuz Altaşlı ve Murşit Işık, “Türkiye’de Yaşanan Ekonomik Krizlerin İstihdam Üzerine Etkileri (1980-2013)”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2 (2017), s. 570.
  40. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 24.
  41. Yahşi Yazıcıoğlu, a.g.e., s.123.
  42. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, T.C. Resmi Gazete, s. 30.
  43. Halil Rıfat Alpay ve Yusuf Uluca, Türkiye’de Tekstil Sektörünün Durumu ve Tekstil Makinalarının İmalat İmkanları, MÜSİAD Araştırma Raporları-7, Ekim 1994, s. 31.
  44. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), Yayın no: DPT: 2174, 22 Haziran 1989, s.124.
  45. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), Yayın no: DPT: 2174, s. 128.
  46. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), Yayın no: DPT: 2174, s. 129.
  47. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), Yayın no: DPT: 2174, s. 128.-129.
  48. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), Yayın no: DPT: 2174, s. 130.
  49. Emre Dölen, Tekstil Tarihi, s. 352.
  50. https://ihib.org.tr/ihib-hakkinda/ (erişim 14.02.2021)
  51. Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçı Birlikleri Halı Sektörü Envanteri, İpekyolu Kalkınma Ajansı, Temmuz 2014, s. 12.
  52. “Türk’ün gül kokulu tarihi; Isparta Halısı”, Decor Dergisi, Mayıs- Haziran 2019, s. 18.
  53. Seval Uyanık, Makine Halısı Üretimi, Kasım 2012, Ankara: Öncü Basımevi, s. 14.
  54. Halil Rıfat Alpay ve Yusuf Uluca, Türkiye’de Tekstil Sektörünün, s. 31.
  55. https://paracevirici.com/doviz-arsiv/merkez-bankasi/gecmis-tarihli-doviz/1994/amerikan-dolari (22.03.2021)
  56. Filiz Nurhan Ölmez ve İhsan Akkuş, “El Dokuması Halıcılığın Sürdürülebilirliğine İthalatın Etkileri” Uluslararası Geleneksel Sanatlar Sempozyumu. 16-18 Kasım 2006. İzmir, s. 215.
  57. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), 18.07.1995, s. 53.
  58. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Dokuma ve Giyim Sanayi Özel İhtisas Komisyonu “Halı ve Yer Kaplamaları Alt Komisyon Raporu”, Ankara 2001, s. 188.
  59. Yavuz Özdemir ve Güner Koç Aytekin, “Avrupa Birliği (AB) Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri”, Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 9 (2016), s. 51-52.
  60. Geniş bilgi için bkz. Filiz Nurhan Ölmez ve İhsan Akkuş, “El Dokuması Halıcılığın”, s. 215-225.
  61. Filiz Nurhan Ölmez ve İhsan Akkuş, “El Dokuması Halıcılığın”, s. 216.
  62. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayi, s. 69.
  63. Anadolu Ajansı haberi, Cumhuriyet Gazetesi, 2 Ekim 1997, s. 20.
  64. “Türkiye’deki ekonomik krizler: 1994, 2001 ve 2007’de neler yaşandı?”, https://www.bbc.com/turkce/haberlerturkiye-45226072 (erişim 13.12.2019)
  65. İzmir’de Halıcılık Sektörü Nerede?, İzmir Ticaret Odası Yayını, İzmir 1999, No: 63, s. 44.
  66. Derya Sazak, “1999 krizi”, http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/derya-sazak/1999-krizi-5339915, erişim: 13.12.2019
  67. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayi, s. 76
  68. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayi, s. 76
  69. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayi, s. 77
  70. Filiz Nurhan Ölmez ve İhsan Akkuş, “El Dokuması Halıcılığın”, s. 216.
  71. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayi, s. 78
  72. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Tekstil ve Giyim Sanayi, s. 75

Şekil ve Tablolar