1. Giriş
Halı ile ilgili bilgilerin metodlu bir şekilde araştırılmasına batılı ressamların eserlerinde görülen halı resimlerinin de katkısı olmuştur. Tıpkı bunun gibi, orta şark dünyası minyatürlerindeki halı tasvirlerinin de en az batı resimlerindeki kadar değerli ve dolaylı katkılar sağlayacağı hipotezine dayanmaktayız
Halı tarihi ile ilgili çalışmalarda çok kısa olmak üzere minyatürlerdeki halı resimlerine de işaret edilmiştir. Bu konuya ayrıca Dr. Kamil Güllü internet yayınında bir sayfasında yer vermiş olsa da[1] biz burada minyatürlerdeki halı resimlerine biraz daha yakından bakacağız.
Orta şarkta başlangıcından îtibaren günümüze kadar aşağı yukarı 20.000 civarında minyatür kalmıştır. Osmanlı tarihinde minyatür sanatının Fatih Sultan Mehmet devrinden îtibaren öncelikle saray çevresinde ve saray nakışhânesinde geliştiği görülmektedir. Ama minyatür sanatının Osmanlıya kadar orta şark dünyasında Uygur ve Manici ressamların katkısıyla adım adım geliştiği bilinmektedir. Elbette minyatür sanatı çok pahalı olduğundan ancak hükümdarların himayesinde gelişmiştir. Önceleri tıp ve bitkiler alemi ile ilgili kitaplarda karşımıza çıkan ilk minyatürlerin zamanla çeşitli anlatı metinlerinde de kullanıldığı görülmektedir.
Klasik Osmanlı yazı hayatında nakkaş, musavvir gibi terimlerle anılan minyatür ressamlarının çoğu saray atölyelerinde gruplar halinde çalıştığı için minyatür ustaları hakkında pek az bilgiye sahibiz. Buna rağmen şark ve islam dünyası ressamlarının bazıları şöhretlidir. III. yüz yıl Sasani devrinden Mani dininin kurucusu Mani (ö. 274)’nin resimleri, Kitabü’l-Haşâyiş’teki, Harîrî’nin Makamat’ındaki (1237), Mukaffa’nın Kelile ve Dimne tercümesindeki (XIII-XVI. yüzyıl) resimler, Bağdatta bir nakış atölyesinin kurulduğuna (El-Câhız ö. 869, IX. yüzyıl) dâir bilgiler orta şark dünyasında az çok minyatür sanatının gelişme çizgisini göstermektedir. Bağdat’ın Moğollar tarafından yakılıp yıkılması ile nakkaşların Mısır ve Tebriz bölgelerine göç ettiği, Belh, Herat, Buhara, Horasan çevrelerinde gelişen minyatür sanatının zamanla Osmanlılar eliyle batıya doğru da yayıldığı görülür[2] . Baba Nakkaş, Matrakçı Nasuh, Nakkaş Osman, Levnî gibi Osmanlı sahası nakkaşları en tanınmış olanlarıdır.
Diğer taraftan Eski Yunandan itibaren Avrupa çevresinde gelişen heykel, resim, kabartma sanatının bilhassa Hıristiyanlığın yayılması ile önceleri dinî metinlerde kullanıldığı, daha sonra bilhassa Rönesans ressamlarının elinde başka sahalara ve kitaplara da sıçradığı görülür. Tabiatıyle Avrupalı ressamların resimlerinde XVI. yüzyıldan îtibaren bazı halı resimlerine de rastlanmaktadır.
Burada bilhassa resim ve minyatür sanatına yansımış halı resimleri üzerinde durulacaktır.
2. Görsel Malzemelerde Halı
a. Batı Resmindeki Bir Kaç Halı Örneği:
Hans Memling (1430-1494)’in “Meryem Çocuğuyla”.eseri[3] .
Burada yerde serili ve bir parçası gözüken bir Türk halısıdır.
Hans Holbein (1497/8 - 1543)’in “Elçiler” eseri[4] . Resimdeki elçilerin dirseklerini dayadıkları zeminde bir Türk halısı bulunmaktadır.
Lorenzo Lotto, (1480-1557)’in 1542 tarihli eseri[5] . Yüksekçe bir set üstüne serilmiş bir halı görülmektedir.
XV-XVI. yüzyıllardan îtibaren batılı ressamların resimlerine girecek kadar Avrupa sosyal hayatında kullanılan halılar elbette orta şark minyatürlerinde de bulunmalıydı. Şimdi de minyatürlerdeki halılara bir göz gezdirelim.
Minyatür
Minyatürlerde Avrupa resim perspektifine benzer bir perspektifin olmayışı, eski örneklerden alınan kalıpların kullanılması, tek bir ustanın elinden çıkmaması, sanat kaygısı ile yapılmamış olması, daha ziyade sözel anlatı metinlerinin yer aldığı kitaplarda yardımcı bir gösterge olması, gerçekleri yansıtmaması gibi çeşitli açılardan yapılan tenkitler artık geride kalmıştır. Nitekim minyatürlerde daha çok sembolik anlatıma uygun göstergeler bulunur. Dolayısıyle anlatılan varlıklar canlandırılır ve onun dışındaki göstergeler birer süsleme unsuru olarak yer alır. Pek çok ustanın, çırağın, kalfanın katkısı ile yapılır. Dolayısıyle bu eserlerin çoğunun ustası da belli değildir.
Hemen hatırlatmakta fayda var, insan eseri olan her türlü üretilmiş göstergeler hangi amaçla yapılmış olursa olsun, kendi şartlarına uygun çeşitli kodlar taşımaktadır ve önemli olan bu kodları çözmektir. Her üretilmiş göstergenin çevre ile olan ilişkileri kaçınılmazdır ve minyatür de o cümleden üretildiği sosyal çevrenin şöyle veya böyle muhtelif veri etiketlerini taşır. Bu etiketleri dizgeli analiz etmek mümkündür. 1. Saray çevresindeki minyatürlü eserlerin sayısı daha çoktur. Buna mukabil saraydan uzaklaşıldıkça minyatürlü eser yazdıracak kadar zengin olmayan çevre insanlarının kütüphanelerinde minyatürlü eserlere daha az rastlanır. 2. Refah seviyesinin arttığı devirlerde minyatürlü eserlerin sayısında da artış görülür. 3. Matbaanın kullanıma girmesiyle minyatürlü eser sayısı gittikçe azalmıştır. 4. Avrupa resim tekniğinin orta-şark dünyasında da yayılmaya başlamasına paralel olarak kitaplarda minyatür sanatı uygulamaları azalmıştır gibi parametrelere göre minyatürlerdeki sosyal hayatı gösteren şekillerde de değişkenlikler görülür.
Orta şark kültürü mensupları en azından üç dilli oldukları için minyatürlü eserleri Türk dilinden başka Arap ve Fars diliyle de yazmıştır. Çünkü, X. yüzyıldan XIX yüz yıllar arasında, Orta Asya’dan Saraybosna’ya kadar uzanan devletlerin entellektüel dünyasında bu diller kullanılmıştır. Dolayısıyle dillerine göre eserleri sınıflandırıp minyatürleri İranlılara, Araplara veya Türklere mal etmek bugünkü ölçülere göre yanlıştır. Devletlere göre yapılan sınıflandırmalar da eksik kalır. Çünkü çeşitli kültür merkezlerinde yazılan veya istinsah edilen eserlerin o çevrelerde ortaya çıkmış nakkaşların üsluplarına göre geliştiği muhakkaktır ve bu üslûbu uygulayanların etnik kökeni pek o kadar da önemli değildir.
Leyla ve Mecnun, İskendername, Yusuf ve Züleyha, Hüsrev ve Şirin, Şehname, gibi tahkiyeye dayalı anlatı metinleri, bazı divanlar, şuarâ tezkireleri, Surname, Selimname, Süleymanname, tarihler vb. görüntü malzemesiyle de âdetâ desteklenmiştir. Bu kitaplarda günümüzün görüntülü gösterge üretimi sistemine paralel bir görüntü ile karşı karşıyayız. Sayısı az olsa da tahkiyeye dayalı bazı metinler o çağın resimli hikayeleri gibidir. Nakışhane ustaları sözlü malzemedeki anlatıma uygun canlandırmalar ile sosyal hayata ve anlatı metni tasvirlerine paralel görüntüler üretmişlerdir.
Minyatürler dokumacılık tarihi için de önemli dolaylı kaynaklardan birisidir. Minyatürler, kılık kıyafetlerden yaygılara, örtülere, hatta at, deve, fil gibi hayvan örtülerine kadar pek çok alanda kullanılan dokumaların renk, çizgi, kullanım yerleri ve fonksiyonları ile ilgili etiketlenmiş muhtelif bilgiler ihtiva etmektedir. Dolayısıyle aynı bilgiler halılar için de geçerlidir.
Elbette ki minyatürde insanların çeşitli faaliyetleri anlatı metnine paralel olarak yer almaktadır ve sözel göstergenin görüntü göstergesine dönüştürülmesi çerçevesine uygun üretilmesi onu ister istemez sınırlandırmaktadır. Hal böyle olunca nakışhane ustaları anlatı metnine sadakat şartına uygun minyatür üretmişlerdir. Fakat buna rağmen nakışhane mensupları bambaşka iklimin anlatı metinlerini devirlerine göre çağdaşlaştırmakta ve mahallileştirmektedir. Buna ait örnekler münyatürlenmiş hemen hemen her eserde karşımıza çıkar. Meselâ Hazret-i Peygamber devrinde yaygı olarak pek âlâ bir Osmanlı halısı tasvir edilmiş gözükebilir.
Minyatürlerde halılar ekseriyetle üzerine oturulan bir yaygı türü olarak karşımıza çıkar. Ama seyrek de olsa sâyebânlarda da halıların kullanıldığına rastlanmaktadır.
Nakışhaneler halıları elbette ki o devrin estetik zevkine bağlı oldukları minyatür ekollerine göre çizmiş ve renklendirmişlerdir. Dolayısıyle halı araştırmalarında bu bilgiler bölgeler, anlayışlar, kullanımlar bakımından önemli ip uçları vermektedir. Taban, divan, yatak, yolluk, sâyebân halıları gibi çeşitli halı örnekleri minyatürlerde tasvir edilmiş olarak karşımıza çıkar.
Minyatürler çok küçük alanlara nakşedilmiş olsalar da elbette halılarda kullanılan renkler, dokunan motifler de yer yer açıkça gözükmektedir.
Minyatürlerin hangi bölgede, hangi yıllarda yapıldığı gibi bilgiler ile desteklenebilen veriler aynı zamanda devrin halı sanatı ile ilgili dikkat çekici gözlemler yapmaya imkan vermektedir.
b. Orta Şark Minyatürlerindeki Bazı Halı Resimlerine Âit Örnekler
1360-1374, Kelile ve Dimne, Tebriz[6] .
Buradaki yatağın altında bir halı yer almaktadır: XIV. yüzyıl Tebriz ekolü eseri. Koyu kırmızı zeminli, kufi bezek bordürlü bir halı ile karşı karşıyayız.
1360-1374, Kelile ve Dimne, Tebriz[7] .
Yatağın altında zemini kırmızı, kufî süslemesi beyaz renkte bir halı tasvir edilmiştir.
1444, Firdevsi, Şehname, Şiraz[8] .
Tabiat ortasına serilmiş iki ayrı halı üzerine oturmuş kişiler ile karşı karşıyayız. Üstteki parçada kırmızı zeminli, koyu renkli bordür içinde kûfî bezekli bir halı görülmektedir.
İkinci ve aşağıdaki halıda zemini kırmızı bordürü yine geometrik bezeklidir. Buradaki kenar bordüründe kullanılan bezek de yine bundan önceki ile aynıdır.
1444, Firdevsi, Şehname, Şiraz[9] .
Bir sayeban altında bir halı üstüne oturmuş kişiler görülmektedir. Halı, yine zemini kırmızı bordürlü ve geometik bezeklerle bezenmiştir. Yukarıdakiler ile aynı kalıbın kullanıldığı aşikardır. Kırmızı geniş bir zeminde ince çizgiler ile yapraklar ve bir madalyon görülmektedir.
Sol tarafta da yine kenar bordürü aynı şekilde geometrik bezekle bezenmiş bir halı görülmektedir. Bu halının da zemini kırmızıdır ve geometrik bezekle bezenmiştir.
1460, Külliyat-ı Kâtibî, Sultanın meclisi[10]. Sultan ve meclise iştirak edenler kahverengi zeminli bir halı üstünde tasvir edilmiştir.
1460, Külliyat-ı Kâtibî, Sultanın meclisi[11]
Kenar bordürü siyah ve bezek çiçekleri beyaz, orta zemini açık renk, küçük çiçeklerle bezeli halının üstünde müzisyenler oturmaktadır.
1460, Sa’di, Gülistan. 90b[12].
Bir kişi, iki kişinin karşısında, kenarları koyu kırmızı zeminli ve kufi bezekli, orta zemini kareler ile bölünmüş küçük zemini çiçek bezekli bir halı üstünde oturmaktadır.
1468, Antoloji, Şirvan-Şamahı, 36b[13] .
Üç halı üzerine oturmuş satranç oyuncuları görülmektedir. Firdevsi- Şehname, 1510 ile aynı kalıpların kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Kırmızı zeminli bordür açık renkli bir kufî bezekle süslenmiştir. Üç halı üzerine oturmuş satranç oyuncuları görülmektedir. Firdevsi- Şehname, 1510 ile örnekleri de olduğu gibi aynı kalıpların kullanıldığı anlaşılmaktadır. Halı zemini sarı renklidir.
1494-1495, Nizamî, Hamse, Hüsrev vü Şirin, Herat, 62b[14]
Koyu renkli kenar bordüründeki bezekler ve üzerine konmuş minder üzerine oturmuş bir insan görülmektedir. Halının zemini geometrik bezeler ile bezenmiştir.
1494, Nizamî, Hamse, Herat. Behzad’ın minyütürü.[15] Üstüne iki kişinin oturduğu halının kenar bordürü sarı zemin üstünde çark-ı felekler ile bezelidir. Yeşil zeminli orta kısım sarı zeminli mineler ile süslüdür.
1498, Hüsrev Dehlevi Hamse[16] .
Behram Gur, eğlence esnasında bir halı üstüne oturmuştur.
1498, Hüsrev Dehlevi, Hamse[17] .
Behram Gur eğlence meclisinde bir halı üstünde oturmaktadır.
Bu iki yaygı ilk bakışta bir keçe görüntüsüne sahip olsa da, büyüteç ile bakıldığında nakkaşın her iki yaygıyı daha silik desenler ile süslediği görülmektedir.
1469, Mansur, Herat, Sultan Baykaranın tahta çıkması[18] .
Hüsrev eğlence meclisinde bir halı üstünde oturmaktadır.
1495, Nizami, Hamse, Şiraz[20] .
İki kişinin üzerine yattığı halı altta gözükmektedir.
1495, Nizami, Hamse, Şiraz[21] .
Behram siyah köşkte bir halı üstünde oturmaktadır.
1510, Firdevsi, Şehname, Şiraz[22]. 1468 Şamahı ile aynı kalıbın kullanıldığı görülmektedir.
Minyatürde yer alan kişiler üç halı üzerinde bulunmaktadır. Kenar bordürü kufî bezelidir. Soğan kabuğu rengindeki zemin üzerinde yapraklı ince dallar bulunmaktadır. Ortadaki hali ile sağ ve solda bulunan halılar aynı motifleri ihtiva etmektedir.
1524-1525, Nizami, Hamse, Tebriz, [23]. Şehzade Hüsrevin tahta çıkması.
Kırmızı renkli kenar bordürü içinde sarmal ince dallarda yaprakları koyu renkli hatailer bulunmaktadır. Zeminde de rumilerin örgülediği göbek koyu zemin üzerine yerleştirilmiştir.
1524-25, Nizami, Hamse, Tebriz[24]. “İskender Hakan’ın Kabulünde”.
Nizami hamsesindeki İskendernameden bir detay. Siyah-beyaz fotoğraf ile alındığı için renkler konusunda bir şey söylemek mümkün değildir. Buna rağmen halının kenar bordürü ve orta zemini motifleri bir önceki minyatürdekiler ile paralel gözükmektedir.
1530’lu yıllar, Firdevsi, Şehname. Tebriz, [25] Abd al-Vahhab, Abd al-Aziz (Sultan Muhammed’in rehberliği altında), “İrec’in Kardeşlerini Ziyaret Etmeyi Teklif Etmesi ”..
En alt bölümde üzerine oturulan yine bir halı resmidir. Sarı zeminli kenar bordürü kıvrımlı dallar ile bezelidir. Halının orta zemini ise açık pembe reklidir. Rumiler ve küçük çiçek motifleri ile bezenmiştir.
XVI. asır, Şehname[26] .
Tahtta oturan şahıs bir halı üstünde görülmektedir.
Koyu zeminli kenar bordürü bulut bezekleri ve yapraklar ile süslüdür. Yeşil zeminli halının da içi sarı renkte bulut ve yapraklar ile bezenmiştir.
Tahtın sağ tarafındaki kişi de bir halı üstünde oturmaktadır. Kenar bordürü bulut bezelidir. İç zemin de koyu mavi ve aradaki çiçekler ile bezenmiştir.
Elbette taht da, diğer halı da daha büyük bir halının üstünde durmaktadır. Büyük, orta halısının da kenar bordürleri ve iç zemini koyu renkte rumiler, hatailer ile bezelidir.
Minyatürün alt kısmında da bezekli zemin üstünde üç kişi küçük halılar üzerine oturmuş gözükmektedir. Bu üç halıdan sol üstteki kırmızı zemin bordürlü, orta zemini koyu renkli ve bulut rumi motifler ile süslenmiş bir halıdır.
Ortadaki, zemini koyu bordürlü bulut ve hatailer ile bezelidir. Orta zemini açık sarı renkli göbekli bir halıdır ve bulut, hatai rumi bezelidir. En alttaki halı, zemini koyu bordürlü, mineler ve yapraklar ile halının açık renk zemini ise mineler ve küçük yapraklar ile süslenmiştir.
Karşı sayfadaki parçasında da görüldüğü gibi büyük halının tamamlanmış olduğu bellidir.
Sağ sayfada yer alan minyatür parçasındaki yere oturan kişiler o büyük halının üzerinde oturmaktadır.
Rumi, hatai bezeklerle hem zemin hem kenar bordürleri bezenmiş durumdadır.
Zemin siyahtır.
1565-1585, Dehlevî, Hamse[27] , Safevi devri.
Behram Sekizinci Cennetteki beyaz köşkte Harezm prensinden hikaye dinlerken bir halı üstünde oturmaktadır
1558, Arifî, Süleymannâme[28]. Kanuni Sultan Süleyman, “Divan Toplantısı”,
Kanunî Sultan Süleyman bir divan toplantısını büyük bir halı üstünde yapmaktadır. Kırmızı zeminli halının içi rumi kıvrımlarla bezenmiş göbekli bir halıdır.
1569, Nüzhet-i Esraru’l-Ahbar der Sefer-i Sigetvar, [29]
İkinci Selim’in tahtı büyük bir saray halısının üstüne yerleştirilmiş gözükmektedir. Avusturya elçisinin eğilip selam verdiği zemindeki halı da yine büyük halının üstüne konmuş daha küçük bir halıdır. Beyaz zemin üstüne sarı renkli rumilerler bezenmiş büyük halı ile üstünde yer alan küçük halı aynı renkte olsa da nakkaş küçük halıyı göbekli halı tipinde resmetmiştir.
1581, Şehname-i Selim Han (TSM. A. 3595), 53b. 248[30]. II. Selim’in Safevî Elçisini Huzuruna Kabulü.
Elçiyi kabul merasimi yine kenar bordürü mavi , iç köşebentleri siyah ve göbeği de aynı renkli zeminli halıdır. Sarı renkli rumi geçmelerle süslenmiştir. Göbeğin her iki ucundaki motifler ortası mine, rumi çark-ı felek ile bezenmiştir. Görüldüğü gibi bir saray halısı ile karşı karşıyayız. Renkler ve desenler neredeyse gerçeğine uygundur.
1583, Zübdetü’l-Tevarih, (TİEM. T. 1973), 35a,[31] Hz. Elyâse ve Hz. Ezakiyal Peygamberlerin Öyküleri.
Oturan peygamberin altında bir halı gözükmektedir.
1583, Zübdetü’t-tevârîh, (TİEM. T. 1973), 59 b[32] . Sultan Orhan Gazi’nin Portresi.
Orhan Gazi bir halı üstünde otururken tasvir edilmiştir.
1584, Hünernâme I. Cilt, 1584 (TSM. H.1523), 88a. [33] Sultan I. Murad’ın Vize, İzcegiz ve Çatalca’yı Fethinden Sonra Bir Kavak Gölgesinde Dinlenmesi,
Sultan ağaç gölgesinde bir halının üstünde otururken tasvir edilmiştir.
1584, Hünernâme I. Cilt, 1584 (TSM. H.1523), 178a, [34] Sultan II. Mehmed’in Edirnede Cülûsu,
Sultan II Mehmedin cülûsu görüldüğü gibi göbeği açık renkli büyük zemini koyu renkli bir kırmızı halı üzerinde tasvir edilmiştir.
1587, Sûrnâme-i Hümâyûn, 1587 (TSM. H.1344), 12a, [35] Şehzade Mehmed’in İbrahim Paşa Sarayı’na Girişi.
Şehzade Mehmed, İbrahim Paşa sarayına atının ayağı altına yolluklar serilerek girmiştir.
1585-90, Yusuf ve Züleyha[36] .
Zemini siyah ve ince kenar suyu olan, mavi zeminli ve çiçeklerle bezenmiş göbekli bir halı görülmektedir.
1595, Siyer-i Nebi I, TSMK H. 1221, 21b[37]
Hazret-i Muhammed’in doğacağı an meleklerin cennet saçıları saçtığının tasviridir. Hazret-i Amine bir göbekli halı üstünde oturmaktadır.
1595, Siyer-i Nebi I, TSMK H. 1221, 223b[38] .
Hazret-i Muhammed’in doğumu bir önceki minyatürden farklı olarak bir hasır üzerinde gerçekleşmiş olarak tasvir edilmiştir.
1595, Siyer-i Nebi I, TSMK H. 1221, 255a[39] .
Hazret-i Muhammed’i süt annesi Halime emzirmektedir. Yaygı olarak mor zeminli göbekli bir halı tasvir edilmiştir.
XVI yüzyıl, Ravzatü’s-Safâ, SK Damad İbrahim Paşa, 906[40] .
Hazret-i Muhammed süt annesi Halime tarafından yine bir halının üstünde emzirilmektedir. Açık pembe zeminli koyu pembe çiçekler ile bezekli, koyu mavi bulutlutlar ile süslü bir halı tasvir edilmiştir.
1595, Siyer-i Nebi I, TSMK H. 1221, 283b[41] .
Hazret-i Muhammed, Hazret-i Haticeye ve Hazret-i Aliye bir halı üstünrde namaz kıldırırken tasvir edilmiştir.
Açık pembe zeminli halının kenar suyu da orta deseni de koyu pembe çiçekler ile bezelidir.
1595, Divan-ı Baki, LBL, Or. 7084, y. 10b[42]
Zemini koyu bordürlü ortası açık pembe bir halı üstüne oturmuş şehzade bir eğlence meclisinde rakkaseleri seyretmektedir.
Rakkaseler de yine bir halı üstünde raks ediyorlar.
1595-1600, Humayunname, TSMK, 843, y. 163b[43] . Haremde hekim, halıların üstüne oturmuş hasta muayene ederken görülmektedir. Sürahi tutan kadın kenar bordürü açık mavi, koyu yeşil yaprak ve minelerle bezekli orta zemini deve tüyü renginde, kırmızı göbekli bir halı üstünde otururken tasvir edilmiştir.
1675, Nizami, Hamse, Mazanderan, 213a, Or. 2265.[44]
Behram Gurun tahtı geniş bir halı üstüne kurulmuştur. Açık renkli halı yapraklar ve çiçeklerle bezekli tasvir edilmiştir.
Levnî, Surname-i Vehbi[45] ,
Padişah, koyu mavi zeminli kıvrık yaprak ve minelerle bezeli bir halı üstünde kurulu tahtta oturmaktadır.
Levnî, Surname-i Vehbi[46] .
Padişah, üstteki parçada koyu mavi zeminli ve laleler, hatailer ile bezenmiş büyük halının üstüne serilmiş sarı yollu baklava dilimli bir halı üstüne oturmuş olarak tasvir edilmiştir.
Alttaki parçada da yine bir göbekli halı üstünde görülmektedir.
Levnî, Surname-i Vehbi[47] .
Açık mavi zeminli ve çiçek desenli büyük halının üstünde yine beyaz zeminli kırmızı yapraklarla bezekli küçük bir halı ve üstünde padişah otururken tasvir edilmiştitr.
Son olarak XVIII. yüzyılın sonundan bir resim.
III. Selim[48]
III. Selim’in (1789-1807) Bâbüsselam önünde icra edilen merasimi yeşil zeminli bir halının üzerinde gerçekleştirdiği görülmektedir. Aslı Topkapı Sarayı Resim Galerisi’nde bulunan bu tablo artık Osmanlı nakışçılığının sona ermekte olduğu devrin bir eseridir.
3. Sonuç
Görüldüğü gibi orta şark dünyası minyatürlerindeki halı tasvirlerinin halı tarihine en az batı resimlerindeki halı tasvirleri kadar değerli ve dolaylı katkılar sağladığı muhakkaktır.
Burada kullandığımız ve kullanmadığımız pek çok minyatürde yaygı olarak yer alan halı tasvirlerinin halıcılık tarihi araştırmalarında daha derin ve eski bilgileri ortaya çıkarmaya dolaylı bir katkı sağladığı görülmektedir.
Müzelerdeki halılar ile minyatürlerdeki halı tasvirleri arasında yapılacak karşılaştırmaların yeni bilgiler elde etmeye imkan vereceği muhakkaktır.
Elbette tarihi devirlerin üstünden bir hayli zaman geçmiş olsa da bilhassa yazma tarih kitaplarında yer alan görüntü malzemelerinde anokronizmler söz konusudur. Bazı nakışhaneler tasvir konusu olan tarihi devreleri hayal ettikleri gibi canlandırmaktadır. Diğer taraftan nakışhanelerin o minyatürde yaptıkları devrin görüntü malzemelerini kullanmaları daha çok söz konusudur. Bu da minyatürün yapıldığı devre ile ilgili çeşitli etiketleri ihtiva ettiğini gösterir. Dolayısıyle minyatürden yola çıkarak halı motifleri ile ilgili gelişmeleri, yayılmaları gözlemlemek imkan dahilindedir.
Bazı minyatürler, halı için kullanılan kalıpların aynı olmasına rağmen renkler ve desenler itibariyle nakış ustalarının kendilerinden de bir şeyler kattıklarını göstermektedir.
Az çok kronolojik bir sırayla vermeye çalıştığımız minyatür örneklerindeki halıların büyük bir projeyle başka disiplinlerle de beslenerek ele alınması gerekmektedir.
Kaynaklar
Adıyeke, Çağdaş, Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Beşir Ağa 486 Numaralı Firdevsî Şehnâmesi Minyatürleri, İstanbul, 2006, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
Başkan, Gülhan, Manisa İl Halk Kütüphanesi’nde 45 Hk. 5355 No’da Kayıtlı Sürûri Çevirisi Acaibü’l-Mahlûkat Adlı Eserin Minyatürlerinin İncelenmesi, Kayseri, 2007; Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitisü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
Filiz, Pelin, Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi 376 Numaralı Hamse-i Nizamî’nin Minyatürleri, İstanbul, 2007, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
Güllü, Kamil, Minyatürlerde Görülen Türk Halıları;
http://www.kamilguller.com/index.php?option=com_conte nt&view=article&id=40%3Aminyaturlerdeki-turk-ha lilari&catid=1%3Amakaleler&Itemid=2&lang=tr Erişim: 17.10.2010
Güllü, Kamil,
http://www.kamilguller.com/index.php?option=com_conte nt&task=view&id=79&Itemid=37 Erişim: 17.10.2010
Güngör, Tuncay, Azerbaycan Dokuma Sanatında Minyatürün Yeri, Erzurum, 2007, Atatürk Üniversitesi Sosyal Blimler Enstitüsü Geleneksel Türk El Sanatları Anasanat Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
Haral, Hesna, Osmanlı Minyatüründe Kadın (Levni Öncesi Üzerine Bir Deneme), Istanbul 2006, Marmara Üniversitesi Turkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
Kanat, Billur Mine, Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi 377 Numaralı Hamse-i Dihlevî’nin Minyatürleri, İstanbul, 2009, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
Konak, Ruhi, Nakkaş Osman Minyatürlerinde Kompozisyon Düzeni ve Sanatsal Üretimler , İzmir, 2007, Dokuz Eylül Üniversitesi · Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk El Sanatları Anabilim Dalı, Doktora Tezi.
Rubaiyyat Von Omar Khayyam, Geneve-Milano, 1974.
Skıra, Albert, Die Kunstshätze Asiens Samlung, Begrundet und Herausgegeben. Die Kunstshätze Asiens Persische Malerei, Basil Gray, Persische Malerei , Genève, 1983.
Tıtley, Norah M., Persian Miniature Painting and Its Influence on the Art of Turkey and India The British Library and The British Museum Collections, Londra. 1983.
Toprak, Filiz Adıgüzel, Arifî’nin Süleymannâme’sindeki Minyatürlerde Saltanata İlişkin Simgeler, Dokuz Eylül Üniversitesi. Güzel Sanatlar Enstitüsü. Geleneksel Türk El Sanatları Anasanat Dalı.
Yurteser, Serap Tuba, Süleymaniye Kütüphanesi Hüsrev Paşa 422 Numaralı Firdevsî Şahnâmesi Minyatürleri, İstanbul, 2009. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Türk İslam Sanatları Programı Yüksek Lisans Tezi.
İnternet
http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://upl o a d . w i k i m e d i a . o r g / w i k i p e d i a / c o m m o n s / thumb/7/74/Hans_Memling_-_De_marteling_ van_de_H._Sebastiaan_101.JPG/120px-Hans_ Memling_-_De_marteling_van_de_H._Sebastiaan_101.JPG&imgrefurl=http://en.wikipedia. org/wiki/Commons:Category:Hans_Memlin g & h = 1 2 0 & w = 1 2 0 & s z = 7 & t b n i d = T 5 i Q k r Z 8 _ tiWrM:&tbnh=88&tbnw=88&prev=/images%3Fq%3 DH.%2BMemling&zoom=0&q=H.+Memling&hl=tr& usg=__edaFPjH3ACKhhl004NdPBwnM93M=&sa=X &ei=9Wm6TOLVA4LDswaOk8izDQ&ved=0CBkQ9Q EwBg Erişim: 17.10.2010
http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http:// j o i n 2 d a y . c o m / a b c / H / h o l b e i n / h o l b e i n 1 6 . JPG&imgrefurl=http://www.abcgallery.com/H/holbein/holbein16.html&h=600&w=608&sz=38&tbnid=4 bd88XExhExpOM:&tbnh=134&tbnw=136&prev=/im ages%3Fq%3DH.%2BHolbein&zoom=1&q=H.+Hol bein&hl=tr&usg=__qcJVpCnWxH9DGCLIphxH3fh408=&sa=X&ei=0oa6TM6sO4qhOpuhpJkN&ved=0C BAQ9QEwBQ Erişim: 17.10.2010
http://en.wikipedia.org/wiki/File:%27The_Alms_of_St._Anthony%27,_oil_on_wood_painting_by_Lorenzo_Lotto,_1542._Basilica_dei_Santi_Giovanni_e_Paolo,_ Venice.jpg Erişim: 17.10.2010