1. GİRİŞ
Dokumalar doğa koşullarının getirdiği zor şartlardan korunmak için kullanılmış ve insan yaşamının doğumdan ölüme kadar her anında kendine yer bulmuştur. İlk dokumacılık faaliyetleri yaklaşık on bin yıl önce insanoğlunun yerleşik hayata geçerek hayvanları evcilleştirmesiyle birlikte doğup gelişmiştir. Bu sanat insan ihtiyacı olmaktan çok, tüm yaşam biçiminde yer alan sosyal ve sanatsal bir kimlik oluşturmuştur. Dolayısıyla dokuma yaygılar, toplumun gelenek-görenek, kültür ve inancını yansıtan çok önemli belgelerdir denilebilir. Birtakım inançsal sembollerin de halı ve kilimlerde yer alması bu durumun kanıtıdır.[1]
Anadolu’da Türklerin hakimiyet kurmasıyla birlikte Orta Asya dokuma geleneği devam ederek gelişim göstermiştir.[2] Bu gelişim dokuma sanatında araca ve tekniğe göre sınıflandırılmasında zengin farklılıkların oluşmasına neden olmuştur. Dokumalar kullanılan tekniğe ve araca göre; mekikli dokumalar, kirkitli dokumalar, çarpana dokumalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Kirkitli dokumalar ise düz dokumalar (kilim, cicim, zili, sumak) ve havlı dokumalar (halı ve tülü) olmak üzere iki gruba ayrılır.[3]
Düz dokumalar Anadolu-Türk dokuma sanatında, halk tabiriyle kısaca kilim olarak bilinen iki veya daha çok iplik sistemiyle yapılan, düğümsüz ve havsız düz dokuma yaygılar olarak da isimlendirilmektedir. Düz dokuma yaygıların kendi arasında teknik açıdan kilim, cicim, zili (sili), sumak gibi çeşitli türleri vardır. Bu grupların her birinin kendine özgü dokuma tekniği, süsleme özelliği ve türleri vardır. Hatta kullanım yerleri de birbirinden farklıdır.[4]
Anadolu’da köklü kirkitli dokuma kültürüne sahip yerlerden biriside Niğde ilidir. Yörede kendine has zengin desen ve renk özelliklerine sahip el dokuma halı ve düz dokuma örneklerini görmek mümkündür. Genellikle Niğde’nin civar köy ve kasabalarında üretimi yapılan dokumalar bitkisel boyar maddelerle renklendirilmiş iplikler ile yöreye has zengin motif ve desen özellikleriyle dokunmuştur.
Niğde ili Kızılca kasabasında yer alan düz dokumalar da zengin örneklerdendir. Bu dokumalar Bölgede bulunan “Bekdik” yörükleri tarafından çeşitli ölçü ve ebatlarda üretilmiştir. Bekdikler Bozok kolundan Horosani büyük uruklara bağlıdırlar.[5] Kaynaklara göre ise Bekdik kelimesini Badıllı, Beğdilli, İlbeyli gibi isimlerle de görmek mümkündür. Bu isimler oymak isimleri olup Beğdilli oymağının bulunduğu coğrafya ve isim bakımından Bekdik kelimesiyle yakından bağlantılı olduğu söylenebilir.[6]
Bekdikler, Anadolu’ya yaptıkları göçler sonucu dağınık bir yerleşim göstermişler ve Kahramanmaraş, Ereğli, Konya, Aksaray, Karaman, Yozgat, Kırşehir, Adana gibi yerlere yerleşmişlerdir. Niğde’deki yerleşim yerleri Emen Ovası ile Altunhisar Ovası arasındadır. Bekdiklerin Kızılca Kasabasına yerleşmeleri ise Kahramanmaraş (Elbistan)’dan Konya (Ereğli)’ye buradan da Kızılca Kasabasına göç etmeleri ile gerçekleşmiştir.[7]
Bekdiklerin köklü bir geçmişi olmasından dolayı dilleri, gelenekleri, günümüze bozulmadan gelmiş ve atalarından öğrendikleri dokuma sanatını da yaşatmayı başarmışlardır. Dokuma sanatı içerisinde önemli bir yere sahip olan kilim dokumacılığı Bekdik kültürünün de önemli bir parçasıdır. Bekdik kilimlerinin atkı ve çözgüleri elde eğirilen yün ipliklerdir. Bu durumun nedeni Bekdik köylerinde hayvancılığın yoğun bir şekilde yapılmasıdır. Fakat yakın tarihli kilimler incelendiğinde “yağlı ip” olarak adlandırılan fabrika üretimi iplikler ile üretilen dokumalar da mevcuttur. Bu dokumalar naylon ip karışımı olması, renklerinin zamanla solması ve motiflerin kaba düşmesinden dolayı çok tercih edilmemektedir.[8] Yöre halkı tarafından üretilen yün ipliklerden üretilen dokumalar bu kilimlere nazaran kaliteli olduğundan daha çok rağbet görmektedir.
Kendine has karakteri olan Bekdik kilimlerinde renklerin, motiflerin kendine özgü isimleri vardır. Motiflere “oyu” denilmektedir. Ayrıca kilim isimleri bu motiflerin zeminde kullanımına, kompozisyon özelliklerine, renklerine ve kullanım alanlarına göre belirlenir. Aynı merkezden dağılan aşiretin kollarından olmalarından dolayı Bekdik kilimlerinin isimleri çok fazla değişmemektedir. Bazı Bekdik kilimlerinin isimleri şunlardır; Baltalı, Göçte güzel, Hoşkollu, Pertekli, Dibekli, Çift dibekli, Ehraplı, Çömçeli, Demiryollu, Sarılıdır.[9]
2. MATERYAL YÖNTEM
Tarama modelinde bir betimleme çalışması olan araştırmanın materyalini Niğde Kızılca kasabasında Bekdiklere ait olduğu tespit edilen 30 adet düz dokuma oluşturmaktadır. Yörede bulunan düz dokuma örneklerinin fotoğrafları çekilmiş, eser inceleme formlarında bulunduğu yer, üretim tarihi, bugünkü durumu, boyutları, uygulanan teknik, motif, komposizyon özellikleri, kullanılan malzemeler, saçak uzunluğu ve renk gibi bilgiler ile dokumaların tanıtımı yapılmış ve döküman oluşturulmuştur. Çalışma kapsamında incelenen dokuz adet ürün ise yörede tespit edilen kompozisyon özelliklerine göre sınıflandırılmış, en karakteristik olanları seçilerek değerlendirilmiştir. Dokuma yapan kişilerin kişisel bilgileri ve dokumaya dair bilgiler hazırlanan anket formları doğrultusunda bizzat araştırmacı tarafından karşılıklı görüşme yöntemi ile tespit edilmiştir.
3. BULGULAR VE YORUM
Çalışma kapsamında Niğde Kızılca kasabası düz dokuma örnekleri; dokumada uygulanan teknikler, kullanım alanları, kompozisyon, motif, renk ve boyut özelliklerine göre sınıflandırılmıştır. Ayrıca Yörede hayvancılığın yoğun bir şekilde yapılmasından dolayı hammadde olarak atkı ve çözgüde genellikle yün malzeme kullanılmıştır.
3.1. Dokumalarda Uygulanan Teknikler
Tablo 1’de yörede tespit edilen düz dokuma örnekleri incelendiğinde; 27 adet dokumanın kilim tekniği, 2 adet dokumanın cicim tekniği, 1 adet dokunmanın ise zili tekniği ile dokunduğu tespit edilmiş ve frekansları alınmıştır. Veriler sonucunda yörede genellikle kullanılan düz dokuma tekniğinin kilim olduğu anlaşılmaktadır.[10]
3.2. Dokumaların Kullanım Alanları ve Şak Özellikleri
Tablo 2 incelendiğinde yörede dokumaların %73.33’ü en yüksek değere sahip taban ve yolluk olup yaygı olarak üretildiği görülmektedir. En düşük değer ise %3.33 oranla eyer örtüsü olarak kullanılan dokuma türü olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 3 incelendiğinde yörede bulunan dokumaların; %66.67’sinin yekpare olduğu %33.33’ün ise şaklı olduğu görülmektedir.
Tek parça dokunan kilimlerde kompozisyonu oluşturmak daha kolay olduğu için daha çok tercih edilmektedir. Yekpare kilimlerin tercih edilmesinin bir diğer nedeni büyük ebatta ve iki parçadan meydana gelen “şaklı kilim”lerin desenlerinin ayrı parça üzerinde simetrik bir şekilde denk gelmesinde yaşanan zorluktandır.[11]
3.3. Dokumaların Kompozisyon Özellikleri
Tablo 4 incelendiğinde yörede en yüksek oranla %86,67’sinin merkezde ve dikey eksende tekrar eden kompozisyonlar, en düşük oranla ise %3.33’nün mihraplı ve motiflerin diyagonal yerleştirildiği kompozisyonlar olduğu tespit edilmiştir. Yöreye ait özellikler taşıyan düz dokumaların desen, motif, renk özelliklerinin benzerlik gösterdiği anlaşılmakla birlikte, yörede bazı kompozisyonlar yöre halkı tarafından “Toplu”, “Aynalı Kollu” ve “Hoşkollu” olarak isimlendirilmiştir.
3.3.1. Merkezde Dikey Eksende Tekrar Eden Kompozisyonlar
İncelenen dokuma örneklerinden 26 adedi merkezde dikey eksende tekrar eden kompozisyon özelliğine sahiptir. Bu kompozisyon türüne ait en karakteristik beş adet dokuma, eser inceleme formlarıyla birlikte verilmiştir.
3.3.2. Motiflerin Diyagonal Yerleştirildiği Kompozisyonlar
Motiflerin dikey eksende kaydırılmasıyla meydana gelen kompozisyon türüdür. Yörede bu kompozisyon türüne ait bir adet dokuma tespit edilmiştir.
3.3.3. Şeritli Kompozisyonlar
Yörede incelenen dokumalar arasında şeritli kompozisyon özelliğine sahip iki adet dokuma tespit edilmiştir. Bu dokumlardan biri şaklı cicim örneği diğeri ise yekpare kilim örneğidir.
3.3.4. Mihraplı Kompozisyonlar
Yörede seccade olarak kullanılan mihrapsız başka düz dokuma örneği de mevcuttur. İncelenen mihraplı seccade örneği Konya yöresi düz dokumaları ile benzerlik göstermekte olup araştırma sırasında bir adet rastlanmıştır.
3. 4. Dokumalarda Kullanılan Motifler
Tablo 5 incelendiğinde Kızılca kasabası düz dokumalarında kullanılan motiflerden en çok % 70.00 oranında kurt ağzı ve bukağı, en az % 3.33 oranında sandık, merdiven, im ve post motifleri olduğu tespit edilmiştir.
Kaynak kişilerle yapılan görüşmede motiflerin yöre ağzıyla kullanılan isimleri tespit edilememiştir. Motif isimlendirmeleri yazılı kaynaklara göre yapılmıştır.
3.5. Dokumaların Renk Özellikleri
Yörede tespit edilen dokumalarda atkı ipliği olarak kullanılan renkli desen ipliklerinin çoğu geleneksel yöntemler sonucu bitkilerden elde edilen doğal boyar maddelerle renklendirilmiştir. Hayvancılığın yoğun yapılması nedeni ile çözgü ipliklerinin tamamı ve atkı iplikleri genellikle yündür. Çözgü ipliklerinde yünün doğal rengi kullanıldığı için beyazdır.
Tarihlendirme açısından son zamanlarda dokunmuş düz dokumalar incelendiğinde kimyasal boyar maddeler ile renklendirilmiş renkli desen ipliklerinin kullanıldığı da gözlemlenmiştir. Yörede bütün bitkisel doğal boyar maddelere kök boya denilmektedir. Yörede bazı bitkilerden elde edilen renkler şunlardır.[13]
• Kırmızı=Kök boya bitkisinin toprak altı sürgünlerinden (yöredeki ismi boya sapı olarak bilinmektedir.)
• Açık Mavi= Kök boya bitkisinin meyveleri
• Yeşil= Asma yaprağı, Ceviz yaprağı
• Kahverengi= Ceviz kabuğu, Yarpuz
• Turuncu=Soğan Kabuğu
• Acı kahve =Sütleğen Otu
• Bej ya da açık hardal sarısı =Elma Yaprağı Hazalı (yöre diliyle “kabahı” kabak akı yani kabağın iç kısmında yer alan renge verilen isim)
Tablo 6 incelendiğinde Kızılca kasabası düz dokumalarında en çok % 83.33 oranında kırmızı, yeşil, siyah kullanıldığı, en az % 3.33 oranında sarı ve kiremit rengi kullanıldığı saptanmıştır. Bu verilerden yola çıkarak ve çizelgenin diğer yüzdeleri incelendiğinde Kızılca kasabası düz dokumalarında kırmızı, yeşil, siyah renklerin yanı sıra mavi, lacivert, bordo, beyaz renklerin de sıklıkla kullanıldığı görülmektedir.
3.6. Dokumaların Ebat Ölçüleri
Tablo 7 incelendiğinde yörede araştırılan dokumaların ebatları; Tablo 2’de belirtildiği gibi % 73’ünün en yüksek değer olan taban ve yolluk olduğu, bu dokumaların en küçük 70 cm x 87 cm, en büyük 200 cm x 400 cm. (En x Boy) ölçüleri arasında değiştiği tespit edilmiştir. İki örnek hariç taban ve yolluk olarak dokunmuş düz dokumalarda yer alan örneklerin ebatlarının birbiriyle benzerlik göstermediği saptanmıştır. En düşük oranlı ürün çeşidi ise % 3.33 (Tablo 2’de yer alan oranlar) olan eyer örtüsü olarak kullanılan dokuma türü olduğu tespit edilmiştir. Bu çizelgeden elde edilen veriler doğrultusunda yörede daha çok taban ve yolluk dokunduğu söylenebilir.
3.7 Dokumaların Saçak Uzunlukları
Tablo 8 incelendiğinde en yüksek değer olan 3-6 cm arası saçak uzunluğu % 86.66 oranında iken en düşük değer % 6.67 oranı ile yıpranma nedeni ile saçak uzunluğu kalmamış ve 6 cm’den uzun saçak uzunluğuna sahip ürünlerin yer aldığı görülmektedir. Elde edilen veriler doğrultusunda Niğde ili Kızılca kasabasındaki düz dokumaların saçak uzunlukları yaklaşık 3-6 cm arasında bırakıldığı ve saçaklarda herhangi bir süsleme yapılmadığı tespit edilmiştir.
4. DEĞERLENDİRME
Araştırma kapsamında taranan kaynaklar sonucu Kızılca kasabasına ait Bekdik düz dokumalarının diğer yörelerde bulunan düz dokumlarla kompozisyon ve motif özellikleri bakımından benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Aytaç (2010) “Ereğli Bekdik Kilimlerinde Kuş Oyusu” adlı çalışmasında yer alan dokuma örneği ile örnek no: 5’te yer alan dokuma örneği kompozisyon özelliği bakımından benzerlik göstermektedir.
İncelenen örnek ile (Fotoğraf:1) Aytaç’ın çalışmasındaki örnekteki (Fotoğraf: 2) benzerliklerin nedeni, Konya Ereğli’de Kızılca kasabasında olduğu gibi aynı boydan gelen Bekdik yörüklerinin yaşamasıdır.
Kızılca kasabasına ait örnek no: 2’de yer alan dokuma ise Konya ve Afyon yöresine ait kilim örnekleriyle (Fotoğraf: 4-5) kompozisyon, motif ve şaklı olması bakımından benzerlik göstermektedir. Hidayetoğlu’nun (2007) yılında yaptığı çalışmada farda kilim (Bekdik) yer yaygısı olarak kullanılan dokumanın Afyon yöresine göre daha çok benzerlik göstermesi coğrafi yakınlık ve aynı kültürün ürünü olması söylenebilir.
Yöredeki adı “Göçte Güzel” olan kilim civar yörelerde “Çömçeli” olarak da bilinmektedir. Merkezde yer alan altıgen göbeğin sağında ve solunda yer alan koçboynuzları kepçe (çömçe) ye benzediği için bu adla anılır.[19]
Yörede seccade olarak kullanılan tek yönlü mihraplı kompozisyon özelliğine sahip dokuma örneği (Fotoğraf: 7) ile Kabalcı (2017) “Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesinde Bulunan Kilimlerin Tahlilleri” adlı çalışmasında yer alan örnek (Fotoğraf: 8) kompozisyon özelliği ve mihrap nişlerinin iki yanında bulunan hayat ağacı motifleri bakımından benzerlik göstermektedir. Gaziantep yöresinde bulunan örnek büyük olasılıkla burada dokunmamış farklı nedenlerle (bağış) yöreye gelmiş olabilir. Çünkü benzer kompozisyon, motif özelliğine sahip seccade örneklerini daha çok Konya yöresi ve civar yörelerde görmek mümkündür.
5. SONUÇ
Yapılan alan araştırması sonucunda Kızılca kasabasında yer alan 30 adet düz dokumanın; renk, motif, kompozisyon özellikleri, dokuma türleri, dokuma teknikleri, ölçüleri, kullanılan gereçler incelenmiştir.
Kasabada yaşayanların çoğunluğu Bekdiklerden oluşmaktadır. İncelenen düz dokumaların birçoğu da Bekdik kültürüyle dokunmuştur. Hayvancılığın yoğun şekilde yapıldığı kasabada kilim ve diğer ürünlerde malzeme olarak yün kullanılmıştır. Yörede kilim ve diğer dokumaların renk dağılımı incelendiğinde yörede en çok kullanılan renklerin kırmızı, bordo, yeşil, siyah en az kullanılan renklerin ise sarı ve kiremit rengi olduğu tespit edilmiştir. Kullanım alanları incelendiğinde, dokumaların daha çok yer yaygısı (taban, yolluk) olarak kullanıldığı ve dokuma tekniği olarak da kilim tekniğinin daha çok tercih edildiği belirlenmiştir. Tespit edilen dokumalarda motif olarak en çok kurt ağzı ve bukağı motifi en az sandık, merdiven, im ve post motifleri kullanılmıştır. Dokumalar şaklı ve yekpare olarak üretilmiştir. Dokuma kolaylığı sebebiyle daha çok yekpare üretim yapılmıştır.
Kompozisyon özellikleri incelendiğinde ise yöre halkı tarafından “Top” adı verilen göbeklerin tekrar sistemiyle yerleştirildiği örnekler vardır. Bu örneklerin dışında motiflerin dikey eksende diyagonal kaydırıldığı ve enine şeritli, motiflerin yine tekrar sistemiyle yerleştirildiği örnekler de mevcuttur. Seccadeler ise mihraplı ve mihrapsız kompozisyon özelliğine sahiptir. Yörede tespit edilen dokumaların saçak boyları 3-6 cm arasında değişmektedir. Ayrıca yıprandığı için saçak boyu tespit edilemeyen örnekler de vardır. Yörede saçaklara herhangi bir süsleme ve örgü yapılmamıştır. İncelenen düz dokumalarda kullanılan desen ipliklerinin tamamen doğal boyalar ile boyandığı örneklerin yanı sıra doğal boya ve kimyasal boyalar ile boyanmış ipliklerin beraber kullanıldığı örnekler de belirlenmiştir. Yörede, halkın hayvancılığa yönelmesi ve artık dokumacılığın eskisi gibi yapılmaması sebebiyle doğal boya üretimi de yoktur. Kızılca kasabasında dokumalar eskiden çeyizlik ve halkın kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretildiği ve bu çeyizlik geleneğinin eskisi kadar devam etmediği tespit edilmiştir. Nadir de olsa günümüzde bir veya iki dokumanın çeyizlik olarak verildiği öğrenilmiştir. Yörede genç nüfusunun azalması ve göç vermesinden dolayı dokumaya olan ilgi giderek azalmıştır. Var olan dokumalarda dışardan gelen satıcılara ucuz maliyetli halılar karşılığında satılmıştır.
Literatür ve görsel taramalar sonucunda Kızılca kasabasına ait düz dokuma örneklerinin Afyon, Ereğli (Konya), Gaziantep’te üretilmiş, düz dokumalarla motif ve kompozisyon özelliği açısından benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir.
Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak değişen hayat şartları yörede bulunan düz dokumacılık sanatını olumsuz yönde etkilemiştir. Bu olumsuz etki, kültürel değerler bakımından ihtiyaçlara cevap verme endişesi taşımaktadır.
Geçmişte yöre halkının geçim kaynağı olan düz dokumalar için gerekli kaynaklar geliştirerek ve yöresel potansiyeli harekete geçirilerek tekrar canlandırılmalıdır. Ayrıca bu dokumaların koruma ve saklama koşulları çok iyi olmadığından dolayı bu konuda iyileştirilmeler yapılıp müzelerde sergilenmelidir.
KAYNAKÇA
Aytaç, Ahmet (2010). “Ereğli Bekdik Türkmen Dokumalarında Kuş Oyusu” Her Yönüyle Oğuz Türklerive Konya Ereğli Yöresi Türkmenleri Sempozyumu, s 17-34.
Bayraktaroğlu, Suzan (2005). “Afyon Çevresi Yörük Dokumaları”, Vakıflar Dergisi, 29, s. 513-527.
Deniz, Bekir (1991). Ayvacık (Çanakkale) Yöresi Düz Dokuma Yaygılar (Kilim-Cicim-Zili), Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı.
Deniz, Bekir (2000). Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygılar, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı.
Gündüz, Ahmet (2011). “Kırşehir- Aksaray Arasında Bir Bekdik Köyü” (Tarih, Gelenek, Örf ve Adetleri), History Studies Internotional Journal of History, 3(2), s. 247-259.
Gürer, Fethi Ömer (2012). Kızılca Bekdiklerin Yurdu, İstanbul: Maya Yayınları.
Hidayetoğlu, H. Melek (2007). Konya Kilimleri (Kilim, Cicim, Zili, Sumak), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kabalcı, Oğuzhan (2017). Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesinde Bulunan Kilimlerin Tahlilleri,Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü.
Karahan, Recai (1996). “Ereğli Yöresinde Begdik Adıyla Bilinen Bir Grup Türk Kilimi, Türk Soylu Halkların, Halı, Kilim ve Cicim”, Uluslararası Bilgi Şöleni Bildirileri, 23-31 Mayıs Kayseri, s. 161-163.
Kardeşlik, Selma (2010). “İstanbul Vakıflar Halı Müzesinde Konservasyon Çalışmaları ve Yeni Keşfedilen Selçuklu Halıları”, Restorasyon Yıllığı Dergisi, S. 1,s. 113-122.
Onuk, Taciser, Akpınarlı, Feriha, Ortaç, Serpil ve Alp, Özlem (1998). İçel El Sanatları, Ankara: T.C Kültür Bakanlığı Yayınları.
Peker, Selçuk (1995). Bekdik (Ereğli /Konya) Köyleri Halk Edebiyatı Ürünleri Üzerine Bir İnceleme, Yayınlamış Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi.
Soysaldı, Aysen (2016). “Yozgat Dokuma Atlası”, Uluslararası I. Bozok Sempozyumu, C. III, s. 454-478.
Kaynak Kişi: Neziha Çınar
Doğum Yeri: Kızılca Kasabası
Mesleği: Ev Hanımı
Açık Adres: Kemerhisar/ Niğde