ISSN: 1301-255X
e-ISSN: 2687-4016

Öznur Aydın

Anahtar Kelimeler: Gazipaşa, Heybe, Torba, Çuval, Dokuma

1. Giriş

Zili; üç veya daha fazla ipliklerle dokunan yaygı dokuma türüdür. Sili ve Zili kelimesi Türkçe veya Farsça kökenden gelmektedir.[1]

Anadolu’da daha çok sili veya zili isimleriyle yaygın olarak dokunan bu yaygılar Manisa, İzmir, Çanakkale yöresinde zili; Konya, Niğde, Aksaray Kayseri civarında zili- silis, çalma veya çelme, Tokat, Sivas, Amasya yöresinde zili, zilu, zilane; Antalya ve çevresinde çoğunlukla desen adlarıyla birlikte zili-sili’dir.

Çözgü, atkı ve desen ipliklerinde oluşan zili dokumalarında, çözgü tellerinin üzerinden iki veya üç tel atlanarak dikey ya da kayma tekniği ile dokunur. Çözgüleri yün, kıl ve bazı bölgelerde kıl-yün karışık olarak bükülmüş ipliklerdir.

Cicim; Atkı ve çözgü ipliklerinin dışında, desenleri oluşturan renkli ipliklerle dokunan bir tür kilim dokumadır. Cicim dokumalar örtü, heybe, çuval gibi eşyaların yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır. Desenlerinin dokuma yüzeyindeki yoğunluğuna göre, seyrek ya da sık motifli cicim olarak adlandırılır.

Sumak dokuma, çözgü ve atkı iplikleri dışında kullanılan, desen ipliğinin iki çözgü ipliğine dolanmasıyla oluşturulur. Desen ipliklerinin üzerine atkı iplikleri atıldığı gibi sadece desen iplikleriyle dokunan örnekleri de vardır. Düz, balıksırtı, ters ve çapraz ters türlerinde dokunan atkılı ve atkısız dokumaları mevcuttur.

2. Torba, Heybe, Çuval

Bildiri konusu olarak ele alınan torba, heybe ve çuval dokumaları 13.02.2008 – 30.03.2008 tarihleri arasında, Gazipaşa Çobanlar, Karatepe, Sivaslı, İnceiz, Ilıca, Yeniköy, Karatepe, Öznurtepe, Çığlık Merkez, Yeşilyurt, Küçüklü Köyleri, Manavlı, Koçlar, Piladan ve Sarıcavurlar Mahallesi, Merkez Abitağa Konağı ve Halk Eğitim Merkezi’nde yapılan araştırmalarda incelenmiştir. Anadolu’da ürünlerin saklaması ve taşınması için torba, heybe ve çuval kullanılır. Her biri bölgelere göre değişen hammadde, teknik, boya, motif ve kullanım alanlarına göre çeşitli özellikler ve yöresel adlara sahiptirler.

Torba: Türkçe bir kelimedir. İçerisine yiyecek, iç çamaşırı koyulan ve duvar süsü olarak kullanılan örneklerde çoğunlukla çobanlar tarafından sırtta taşınır. Ayrıca içlerine iç çamaşırı konularak esvap çuvallarının içinde de kullanıldığına rastlanılmıştır. Dikiş aletlerinin konulduğu gelin ve kızların odasında duvara asılı örnekleri de bulunmaktadır.[2]

Heybe: İçinde yiyecek taşımak veya giyim eşyalarını saklamak üzere dokunur. İki gözlüdür. 35x45, 45x50 cm ölçülerindedir. At terkisinde, insan sırtında taşınır. Hayvan sırtına atılan örneklerinde orta alan uzun tutulur. Bazen insanlar boyunlarından geçirip ön ve arka tarafa almak için orta yeri açık bırakırlar. Kıldan ve yünden dokunan örnekleri olduğu gibi koyun, at, eşek heybesi gibi adlandırılanları da vardır. Gazi paşadaki, 11 köy, 4 mahalle ve 2 merkezde yapılan araştırmalar sonucunda göz alıcı heybe örnekleri “Kınacı Heybesi (Gelin Alıcısı Heybe” diye de tanımlanır. (Foto 1.) Bölgede düğünlerden bir gün önce oğlan evinden kız tarafına giyecek, yiyecek ve kınadan meydana gelen bir hediye hazırlanır. (Foto 2.) Özel olarak dokunan bu heybelerin renkleri ve motifleri göz alıcıdır. (Foto 3.) Kendi düğün adetleri içinde oğlan evinden oğlanın yengesi tarafından kız evine ulaştırılan hediye ve kınaya karşılık kız evinden hediyeler verilir. (Foto 4.) Küçük bir eğlence düzenlenir.[3] Gaziantep yöresinde dokunan heybe isimleri de Kürdişi, Yapraki, Turinçi, Diliceki, Kurtağzıi diye adlandırılmaktadır.[4]




Çuval: Farsça çuval kelimesinden gelmektedir. İçinde yiyecek ve giyecek eşyası saklamak ve taşımak için kullanılır. Yörelere göre değişmekle birlikte, bel yüksekliğinde olanlara beldari, büyük boyutlu olanlara haral (harar), küçüklerine ise dimi, gireniz, seklem adları verilir. Çadır içinde veya evlerde yan yana konuldukları için yük adı da verildiği görülmüştür. Hayvan sırtlarına yüklendiği için de yük (denk) denir. (Foto 5.)

Yörükler kullanacakları her türlü eşyayı kendileri dokurlar. Çadır, kilim, namazlık, çeşitli boyutlarda yaygılar, çul, çuval (un ve çeyiz), heybe, torba, tuz torbası, sofra bezi, ayna-tarak-çatal-kaşıklarını içine koydukları saklama ve koruma torbalarını kendileri dokurlar.

Yörük yaşamında büyük bir öneme sahip olan çuvallar; gerek dokunuşları gerek üzerindeki motifleri, renkleri ve tutma yerlerindeki kolon dokumaları ile beraber değerlendirilmelidir. Ayrıca içindekilerin dökülmemesi için ağzı yünden örgü bağlarla bağlanır. Gaziantep yöresinde dokunan çuval isimleri Ağbörek, Altın Terlik, Çevşen, Kevkel, Yılan Koduğu, Daban, Bıçkı, Bülbülbükü, Belder, Kuşburnu ve Doldurmalıdır.[5]

Yörük çuvalları kullanılırken kullanıldığı alanlar önemlidir. Çok çeşitli amaca hizmet etmelerinden dolayı farklı isimlerle adlandırılırlar. Örneğin; sırt (esvap) çuvalı, toplu çuval, yoz çuval, un çuvalı ve ala çuvallardır. Bu çuvallar; cicim, zili, sili, sumak ve kilim tekniklerinin biri ya da birkaçının bir arada kullanılması ile oluşturulur. Sırt (esvap) çuvalları içerisine gündelik kıyafetlerinin yanı sıra çeyiz için hazırlamış eşyaları da korumak amacıyla kullanılan çuvallardır. Günümüzde dolap, sandık ve hurçların yerini tutan örnekler çok zengin motif ve renklere sahiptir. Toplu adı verilen çuvalların içerisinde saklama-koruma amacıyla peynir, yağ, yoğurt gibi yiyecek maddeleri konulur.

Yün ve keçi kılından, iliksiz kilim, çizgili, tahta ya da çıbık adı verilen tek ya da üç renkle dokunan örnekleri çok yaygındır. İçlerine özellikle giysi konulanlar cicim-zili-sumak tekniklerinden biri ya da birkaçı ile dokunanları; esvab, sırt-baş, ala, oturgun çuval isimlerini alır.

Yoz Çuval (Kıl) genellikle kilim tekniğinde, keçi kılından, siyah ağırlıklı olmak üzere çeşitli renkler kullanılarak dokunmasıyla oluşturulur. Genellikle içerisine buğday, arpa bulgur gibi kuru gıdalar konulur. Hayvanların yemleri de bu çuvallarda saklanır ve taşınır.

Bu çuvalların küçük ebatlı dokunanlarına “enik çuval” adı verilir. Un çuvallarının genellikle çözgüsü ve atkısı yündür. İçerisine kıl kaçmasın diye keçi kılından dokunmaz.

Un çuvallarını diğer çuvallardan ayıran en önemli özellik kompozisyonlarıdır. Diğer çuvallardaki desenler dikeydir. Motifler birbirlerinin üzerine istiflenmiş şekildedirler.[6]

Un çuvallarında ise yatay çizgilidir. Un çuvallarında motifler çuvalın ön yüzündedir. 25-30 kg. unbuğday-bulgur taşıyacak ölçüde dokunurlar. Yaklaşık 70 (en) x 90 (boy) – 90 (en) x 150 (boy), Gazipaşa köylerinde tespit edilen örneklerde ise 64 (en) x115 (boy), 85 (en) x 105(boy) ve 65 (en) x 120 (boy) ebatlarındadır.[7]

Ala çuval adıyla Gazipaşa’nın adı geçen köylerinde 7 adet tespit edilmiştir. Ala çuval örnekleri gelin çeyizi, giyeceklerini sakladığı ya da taşıdığı sandık yerine geçer. Isparta’da; göklü çuval, küflen çuval, kırkbudak çuval, Antalya civarında; kırkbudak, zülüflü, al yanak, karagöz isimlerini alırken İzmir civarında ala çuval, dimi-oturgun isimleriyle tanınır.[8]

Ala çuvallar: Çeyiz amaçlı kullanılan zengin renk ve motiflerle dokuma yüzeylerinin oluşturduğu bu dokumalar halk arasında “ala çuval” olarak tanımlanır. Ala kelimesi çuval dokumaların tek renkli olmadığını, zengin motif ve renklerle bezenmiş olduğunu anlatır. Göçebe yaşamında kullanılan ala çuvallar; giysilerini, takılarını ve değer verdikleri eşyalarını koydukları çuvallardır. Günümüzdeki sandığın yerini tutmuştur. Bu çuvallar kıl ve keçe çadırlarda yan yana dizilerek alanları süsler. (Foto 6.)

3. Değerlendirme ve Sonuç:

Gazi paşanın köylerinden olan; Çobanlar Köyü, Karatepe Sivaslı Köyü, İnceğiz Köyü, Ilıca Köyü Manavlı Mahallesi, Yeni köy Koçlar Mahallesi, Karatepe Köyü Piladan Mahallesi, Öznurtepe Köyü, Çığlık Merkez Köylerinde, çuval, heybe torba tespit edilmiştir.

13.02.2008 – 30.03.2008 tarihleri arasında yapılan alan araştırması sırasında çok miktarda ıstar tezgâhlar da dokunan zili-sili, farda (126 adet fotoğraf), zili namazlağ (222 adet fotoğraf) kıl çul, iteği, heybe (27 adet fotoğraf) ve çuval (14 adet fotoğraf), torba (11 adet fotoğraf) dokumaları tespit edilmiş ve fotoğraflarla belgelenmiştir. Çulfalık tezgâhlarda dokunmuş battaniye, çaput çul, söküntü yolluk ve darabulus dokumalarına da rastlanılmıştır.

Araştırma sırasında 267 adet fotoğraf çekilmiş; çuval, torba, heybe olarak kullanılan zili-cicim ve sumak dokuma örneklerinin, yayla göçleri sırasında Mersin ve Konya yörelerinden etkilenerek dokunduğu görülmüştür.

3.1. Gazipaşa Köylerinde İncelenen Heybe, Torba, Çuvalların Boyut Özellikleri:

1. HEYBE ÖLÇÜLERİ: 52(en)x53+34+53(boy) cm, 60(en)x56+32+56(boy)cm, 52(en) x60+40+60(boy)cm, 62(en)x60+28+28+60(boy) cm, 65x125cm, 65x125cm, 59x59cm+30x26cm, 60(enx54+30+54(boy), 55(en)x45+30+45(boy)cm, 55(en)x47+35+47(boy)cm, 56(en)x60+48+60(boy) cm, 56(en)x 51+30+51(boy)cm, 62(en) x57+30+57(boy)cm (Foto 7-8.)


2. TORBA ÖLÇÜSÜ: 40x37 cm (Foto 9-10.)


3. ÇUVAL ÖLÇÜLERİ: 90x115 cm, 64x115 cm, 66x115 cm, 85x105 cm, 87x113 cm, 85x125 cm, 85x 115 cm, 84x124 cm, 65x120 cm (Foto 11-12.)


3.2. Gazipaşa Köylerinde Tespit Edilen Zili-Cicim ve Sumak Dokumaları Ve Kullanılan Motif İsimleri:

Azatlı Zili, Top Eğer Kaşı, Alabağlı Zili, Eğri Karadaş, Külahlı Yeni Dağ Çiçeği, Katran Dalı, Alası Çırnaklı, Boncuklu Zili, Karadal Zili, Alası Devegözü, Ala Boncuk, Yaneğer Kaşı Boynuzlu’dur.

Azat, Karataş, Ala boncuk, Kırmızı-beyaz, Deve gözü alası, Kökesi, Pıtrak, külahlı, Boynuzlu, Yedirme, Alanın Kırağının Dikisi, Karataş Alası Çırnaklı, Eğrice Karataş’tır.

3.3. Gazipaşa Köylerinde Dokumalarda Kullanılan Renkler Ve Hammaddeleri:

Kırmızı, Ak, Gök, Limon sarısı, Portakal sarısı, Mavi, Mor, Yeşil, Kahverengi, Krem, Deve Tüyü, Pembe, Yağ Yeşili ( Haki Yeşil)

Çözgü(çezini) keçi kılı, atkısı koyu yünü, motifleri (alatları) renkli koyun yünü, desen iplikleri kirmanda eğirme ve hazır ip boyalı olarak satın alındığı gibi Gazipaşa’da ki boya atölyesinde boyatılarak da elde edilmektedir.

3.4. Gazipaşa Köylerinde Dokuma Tekniklerine Ait Yerel İsimler:

Renkli desen ipi (alat), Dokumanın kenarına verilen ad (pervaz), Dokumada kullanılan motiflere verilen ad (nanış).

Tespit edilen zili–cicim ve sumak teknikleriyle çuval, heybe ve torba dokumalarında, kırsal kesimde ve dağ köylerinde yiyecek, giyecek ve çeyizliklerini korumak ve saklamak amaçlı dokunmaktadır. Hammadde ve boyada görülen sorunlar sentetik boyaların ve ipliklerin kolay ve ucuza elde edilmesi sonucunu bize doğurmaktadır. Ayrıca, yeni kuşak eğitim ve çalışma amacıyla Gazipaşa’daki ve Alanya’daki otellerde iş bulduğu için hem dokuma açısından hem de kullanma açısından önemini yitirmiştir.

Kaynaklar

Deniz, Bekir (2002), “Söke (Aydın civarında) Yaşayan Yörüklerde Dokumalar”, 1. Uluslar Arası Büyük Menderes Havzası, Tarih, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Sempozyumu, 15- 16 Kasım 2001, Söke, İzmir: Şanal Matbaası, s. 296- 314.

Deniz, Bekir (2005), “Aydın Civarında Yaşayan Tekeli Yörüklerinde Dokuma”, 8. Ulusal El Sanatları Sempozyumu, İzmir, 13-15 Kasım 2002, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, s. 104-122.

Deniz, Bekir (2007), “Tekstil Ürünlerini Saklamada Kullanılan Halı ve Düz Dokuma Yaygılar” Sanat Tarihi Araştırmaları Prof. Dr. Haşim Karpuz’a Armağan, Konya: Erman Ofset, s.155-160.

Eren, Naci (1984), “Yörük Çuvalları”, Türk Dokuma Sanatından Örnekler, İstanbul: Akbank Yayınları, Türk Süsleme Sanatları Serisi -8, s. 27-32.

Kademoğlu, Osman (1973), “Anamas Yaylalarında”, Türkiyemiz Dergisi, S. 10, s. 26-27.

Ögel, Bahaeddin (1978), Türk Kültür Tarihine Giriş III, Türklerde Ev Kültürü, Ankara: Kültür Başkanlığı Yayınları, s.175.

Pekin, Ersu (1997), “Yörüklerde Un Çuvalı”, I. Uluslar arası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Cilt 5, Ankara: Akın Matbaası, s. 214-216.

Powell, Josephine (2007) “ From Generation To Generation: Anatolian Nomad Storage Sacks ”, Giving Back The Colours, İstanbul: Mas Matbaacılık A.Ş, s.15-25.

Sezgin, Şerife (1995), Gaziantep Kilimciliğinin Dünü, Bugünü “I.Uluslararası Eşme Kilim Festivali Türkiye Kilimciliğinin Üretim ve Pazarlama Sorunları“ 13-14 Mayıs 1994, Eşme, Uşak, Ankara: Turizm Geliştirme Vakfı, s.233.

Yılmaz, Nuray - Koyuncu, Ayşegül (2009), “Yörük Yaşam Biçiminin Geleneksel Dokumalara Yansıması”, 10. Ulusal El Sanatları Sempozyumu, İzmir: Print Ofset, s.387-388.

Kaynak Kişiler

Dursun Koca, 43 yaşında, Çobanlar Köyü

Eşe Şahiner, 93 yaşında, Karatepe / Sivaslı Köyü

Havva Şengöz, 55 yaşında, Karatepe / Sivaslı Köyü

Eşe Şahiner, 93 yaşında, Karatepe / Sivaslı Köyü

Havva Şahiner, 52 yaşında, Karatepe / Sivaslı Köyü

Emine Şahiner, 45 yaşında, Karatepe / Sivaslı Köyü

Mazlum Şahiner, 44 yaşında, Karatepe / Sivaslı Köyü

Ayşe Oktay, İnceiz Köyü

Ümmi Oktay, İnceiz Köyü

Ali Yıldırım, İnceiz Köyü

Meryem Özyiğit, 22 yaşında, Ilıca Köyü Manavlı Mahllesi

Teslime Koç, 44 yaşında, Yeniköy / Koçlar Mahallesi

Emrah Koç, Yeniköy / Koçlar Mahallesi

Mehmet Seki Kızıltaş, 63 yaşında, Karatepe Köyü / Piladan Mahallesi

Havva Kızıltaş, 31 yaşında, Karatepe Köyü / Piladan Mahallesi

Döndü Kızıltaş, 29 yaşında, Karatepe Köyü / Piladan Mahallesi

Fatma Güzel, 67 yaşında, Öznurtepe Köyü

Teyfik-Esma Özcan, 54 yaşında, Çığlık Merkez Köyü

Emine Uysal, 75 yaşında, Yeşilyurt Köyü / Sarıcavurlar Mahallesi

Ersin Oktay, Halk Eğitim Merkezi Müdür Muavini, Gazipaşa Halk Eğitim Merkezi

Ali-Ayşe Alkan, Küçüklü Köyü

Kaynaklar

  1. L. Rosany Zilinin Türkçe bir deyiş olduğu görüşündedir. Asım Efendi ise Farsça Zilu sözünü açıklarken; “Satrançlı Palas ise Ziliçe derler”. Anadolu’da Şili denir. Bu dokumalar daha ziyade ince ve tüylü renkli kilimlerdir. / B. Ögel; Türk Kültür Tarihine Giriş III, Türklerde ev kültürü, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1978, s. 175
  2. B. Deniz, “ Tekstil Ürünlerini Saklamada Kullanılan Halı ve Düz Dokuma Yaygılar; Sanat Tarihi Araştırmaları Prof. Dr. Haşim Karpuz’a Armağan, Erman Ofset, Konya, 2007, s.155.
  3. B. Deniz, agm., Konya, 2007, s.156
  4. Ş. Sezgin, Gaziantep Kilimciliğinin Dünü, Bugünü“ I.Uluslararası Eşme Kilim Festivali Türkiye Kilimciliğinin Üretim ve Pazarlama Sorunları“ 13-14 Mayıs 1994, Eşme, Uşak, Turizm Geliştirme Vakfı, Ankara, 1995, s.233
  5. Ş. Sezgin, agm., Ankara, 1995, s. 235
  6. B. Deniz, “Söke (Aydın civarında) Yaşayan Yörüklerde Dokumalar”, 1. Uluslar Arası Büyük Menderes Havzası, Tarih, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Sempozyumu, 15-16 Kasım 2001, Söke, Şanal Matbaası, İzmir, 2002, s. 296-314; B.Deniz, “Aydın Civarında Yaşayan Tekeli Yörüklerinde Dokuma”, 8. Ulusal El Sanatları Sempozyumu, İzmir, 13-15 Kasım 2002, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları,İzmir,2005, s. 104-122; B.Deniz, “Tekstil Ürünlerini Saklamada Kullanılan Halı ve Düz Dokuma Yaygılar”, Sanat Tarihi Araştırmaları Prof. Dr. Haşim Karpuz’a Armağan, Erman Ofset, Konya,2007, s. 157- 160.
  7. N. Yılmaz, A. Koyuncu, “Yörük Yaşam Biçiminin Geleneksel Dokumalara Yansıması “10. Ulusal El Sanatları Sempozyumu, Print Ofset, İzmir, 2009, s.387-388
  8. N. Eren, “Yörük Çuvalları”, Türk Dokuma Sanatından Örnekler, Akbank Yayınları, Türk Süsleme Sanatları Serisi -8, İstanbul,1984, s. 27-32; E. Pekin “Yörüklerde Un Çuvalı” I. Uluslar arası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Cilt 5, Akın Matbaası, Ankara, 1997, s. 214- 216; O. Kademoğlu, “Anamas Yaylalarında”, Türkiyemiz Dergisi, S.10 Haziran 1973, s. 26-27.

Şekil ve Tablolar