1. GİRİŞ
Burdur, Akdeniz bölgesinde yer alan bir ildir. Burdur iline bağlı Ağlasun ilçesi, Akdeniz Bölgesi’nin batısında, Göller Yöresinde yer almaktadır. Batı Toroslar üzerinde bulunan Akdağ’ın güney yamaçlarında kurulan yerleşim, deniz seviyesinden yaklaşık 1050 metre yüksekliktedir. İlçede yerleşim antik dönemlere kadar uzanmaktadır. İlçe merkezinin 7 km kuzeybatısında Sagalassos antik kenti bulunmaktadır. Adını 5 km. kuzeyde Akdağ’ın eteklerine kurulan Sagalassos-Antik Pisidia şehrinden alan Ağlasun 1958 yılında ilçe olmuştur. 1500-1501 Osmanlı kayıtlarında Ağlasun’dan 9 köy ve Yörük topluluğundan oluşan bir nahiye olarak bahsedilmiştir. 1910 yılı kayıtlarında Burdur’un üç nahiyesinden biri olarak geçmektedir.[1]
Düz dokuma yaygılar her dönemde yer edinen, çeşitli gruplara ayrılan dokumalardır. Her dönem farklı desen, renk, teknik ve kompozisyonda dokunan, geçmişin izlerini taşıyan ve geleceğe aktarılması gereken Türk kültürünün yüzyıllardır süregelen en önemli maddi kültür eserlerindedir. Yaşamın her alanında yer bulan, farklı teknikler ile çeşitlendirilen ve dokundukları yöreye özgü anlamlar taşıyan kültürel ögelerdir. Dokuma tekniği, kullanılan motif, tercih edilen renk o yöreye ait bilgiler içermektedir. Bahsedilen üç temel ögeden farklı anlamlar çıkararak yöreye ait analizlerde bulunmak mümkündür. Temel dokuma tekniğine ilaveten farklı teknikler geliştirip bölgeye özgü şekilde dokunması; motifi dokuyucunun kendine göre anlamlandırıp farklı tarzda dokuması; çevreden toplanılan bitkilerden yapılan boyamalar ile bölgeye özgü veya orada en sık bulunan bitkiler hakkında fikir sahibi olunması incelenen bir dokuma ile yapılabilecek tespitlerdir.
Kilim, cicim, zili ve sumak teknikli düz dokuma yaygılar, Anadolu’da çeşitli amaçlar için dokunup kullanılmıştır. Ev ve taşıma eşyası, yer yaygısı ve günlük kullanımın çeşitli alanlarında yer bulan, yaşamın vazgeçilmez parçaları olan dokumalardır.
Dokumalar, sadece evlerin günlük ihtiyaçları karşılayan bir meta olarak yapılmamış, ölümden sonraki hayatın düzenlenmesinde de önemli rol edinmişlerdir. Nitekim, insanlar mezar taşları üzerine Tanrı’ya bağlılıklarını bildiren yazılar yazdıkları gibi, benzer biçimde bazı motifler ile inanç ve geleneklerini dokumalara aktarmışlardır. Dokumalar üzerindeki motifler Türk toplumlarının kültürünü yansıtan çok önemli belgelerdir. Bu motifleri dokuyanların Anadolu’ya gelmeden önce nerelerde yaşadıkları ve hangi kültür çevreleri ile etkileşimde oldukları da belirlenebilir.[2]
Zili tekniği, dokuma yapılırken desen ipliğinin çözgü iplikleri üzerinden desendeki sayısınca atlatılması ve atkılar arasına sıkıştırılması ile oluşan bir dokuma tekniğidir. Çözgü, atkı ve desen ipliği olarak üç iplik sistemi ile dokunmaktadır. Desen ipi, çözgüler üzerinden genellikle üç üst bir alt atlama yaparak düz veya diyagonal hatlar oluşturur ve tüm yüzeyi kaplar. Böylece, yüzeyde sınır görüntüsü oluşturulmuş olur. Ayrıca yüzeyde oluşan diyagonal hatlarda, desen ipliği bir sonraki sırada üstte kalan çözgüyü kayarak kapatarak, zeminin tamamen desenle kaplanmasını sağlamaktadır.[3]
Her bölgede farklı anlamlara sahip olan düz dokuma yaygılar, ortak payda altında incelendiğinde Anadolu’da var olan ortak değerlere sahiptir. Motif ve renklerin genel anlamda ortak bir dili bulunmaktadır.
Dokumalarda kullanılan motifler, gözle görülebilen nesnelerin, canlıların ve soyut kavramların sembolize edilmesiyle zengin bir kullanım alanına sahiptir. Motifler; toplumun acısını, hayat tarzını, zevklerini gözler önüne sererek, günışığına çıkarak ve buna bağlı olarak gelişerek zenginleşmektedir. Anadolu’da yüzyıllardır süregelen dokumaların bir anlamı vardır. Kullanılan motifler, estetik bir görünüm sunmanın yanında geçmişin, sahip oldukları inançlarının, çevreye bakış açılarının, yaratıcılıklarının ve kimliklerinin yansıması olarak yer bulmuştur.[4]
Anadolu’da yapılan süslemelerde dokuyucunun estetik kaygısının yanı sıra, düşüncelerini ifade edebilme aracı olarak motifler kullanılmıştır. Kullanılan her motifin, genel ve yöreye özgü anlamları bulunmaktadır. Ancak genel olarak, geleneksel motifler Anadolu’da ortak bir dile hâkimdir.
“Davut’un Yıldızı” (Magen David) denilen motifin Türkçe’deki adı “Mühr-ü Süleyman”dır. Bu motif iç içe geçmiş ya da üst üste gelmiş ters iki üçgenden oluşan evrensel bir simgedir. Tepe noktası yukarıda olan üçgen ateşi eril ilkeyi, erkeklik organını, dışa açılma güçlerini belirtir. Tepe noktası aşağı doğru olan üçgen ise suyu, dişil ilkeyi, dişilik organını, doğumu içe kapanan güçleri temsil eder. İki üçgenin altı kollu bir yıldız biçiminde birleşmesi ile evreni oluşturan dört ana öge ortaya çıkmaktadır ve Anadolu’da oldukça yaygın bir biçimde kullanılmıştır.[5] Genel anlamda yıldız motifinin ortak bir ifadesi olmasına rağmen; beş köşeli, altı köşeli ve sekiz köşeli yıldız motiflerinin farklı anlamları ve kullanım alanları bulunmaktadır.
Beş köşeli yıldız şanlı bayrağımızın bağımsızlık simgesi olan Ayyıldız’da yer almaktadır. Altı köşeli yıldız ise İslam dünyasında “Mühr-ü Süleyman” olarak bilinir ve yani Hz. Süleyman Peygamberimizin mührüdür. Sekiz köşeli yıldız ise Selçuklu yıldızı olarak bilinmekle birlikte Osmanlı döneminde de bayrak ve sancaklarda kullanılmıştır. Altı köşeli yıldız; genellikle kilimlerde, merkezinde denge, gece-gündüz, âşık kıvrımı (Çince adıyla ying-yang) motifiyle, sekiz köşeli yıldız ise; genellikle zili ve cicim denilen, yangışlı kilimlerde, merkezinde göz motifiyle birlikte uygulanmaktadır.[6]
Yıldız motifleri, sanatın her alanında yüklediği anlamlardan dolayı tercih edilmektedir. Selçuklu mimarisinde, tekstil eserlerinde, sikkelerde, çeşitli süsleme alanlarında sembolik süsleme simgesi olarak yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir.
2. MATERYAL VE YÖNTEM
Araştırmanın materyali bir adet Yıldızlı Ziliden oluşmaktadır (fotoğraf 1). Araştırmaya konu olan Yıldızlı Zili, Teke yöresi[7] olarak adlandırılan bölgede bulunan Burdur ili Ağlasun ilçesi Yeşilbaş köyüne ait bir dokuma türüdür. Köy camisinde bulunan zililerin bir kısmı Burdur Müzesi’ne verilmiş, bir kısmı da çeşitli kişilere bağışlanmıştır. Yeşilbaş köyünden Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümüne bağışlanan eser, Yörük kültürüne ait bilgiler içermektedir.
Araştırmanın yöntemi nitel anlamda bir betimleme çalışmasıdır. Bu çalışmanın öncelikli konusu belgelemedir. Belgeleme çalışmasında eserin genel ve detay fotoğrafları çekilmiş, teknik, desen ve koruma yönünden eser dosyası oluşturulmuştur. XRF cihazı ile elementel analiz, ColorQA Pro System programını içeren portatif renk ölçer ile renk analizleri yapılmıştır. İpliklerin kimyasal bileşeni, renk, desen, kompozisyon, günümüzdeki durumu ile ilgili detaylı bir envanter kaydı oluşturulmuştur. Ayrıca esere aktif müdahalede bulunulmuştur. Eser kirli ve tozlu durumda olduğundan dolayı ıslak temizlik işlemine ihtiyaç duyulmuştur.
İncelenen yıldızlı zili, bulunduğu döneme ve Yörük kültürüne ait bilgiler içerdiğinden dolayı önem taşımaktadır. Özellikle sekiz köşeli yıldız motifi Anadolu’nun çeşitli bölgelerindeki dokumalarda farklı biçimlerde kullanılmıştır. Çankırı, Çorum, Afyon ve Uşak yörelerinde sekiz köşeli yıldız motifinin zililerde benzer formlarda kullanıldığı bilinmektedir.[8] Eser, Osmanlı dönemi geometrik desenli Anadolu halı ve kilimlerinin süsleme geleneğine sahiptir.[9]
2.1. Zilinin Malzeme, Renk ve Teknik Özellikleri
Zilinin atkı, çözgü ve desen ipliğinin hammadesi yündür. Çözgü ipliği kırmızı renkli, çift katlı ve Z yönlüdür. Portable XRF (X – Işını Floresans Spektroskopisi) cihazı ile yapılan analiz sonucu çözgü ipinin kimyasal bileşenleri kalsiyum, potasyum ve kükürt elementleri major seviyede; demir minor seviyede ve eser miktarda da çinko elementlerinden oluşmaktadır. Atkı ipliği kırmızı renkli, çift katlı ve Z yönlüdür. Portable XRF cihazı ile yapılan analiz sonucu atkı ipinin kimyasal bileşenleri potasyum, kalsiyum ve eser miktarda demir elementlerinden oluşmaktadır. Atkı ipinin doğal boyama yöntemi ile boyandığı düşünülmektedir. (Şekil 1)
Desen ipleri olarak turuncu, siyah, krem, mor, kırmızı renkleri kullanılmıştır. Renkler zilinin ön yüzünde solmuş olmasına rağmen arka yüzünde net olarak görülmektedir. Turuncu ipin kimyasal bileşenleri, kalsiyum, potasyum ve kükürt major seviyede, demir ise eser miktarda; krem ipin kimyasal bileşenleri kalsiyum, potasyum ve kükürt major seviyede, demir minor seviyede ve çinko ise eser miktarda; mor ipin kimyasal bileşenleri kalsiyum, kükürt, potasyum major seviyede, demir minor seviyede ve eser miktarda çinko; siyah ipin kimyasal bileşenleri kükürt, demir, kalsiyum ve eser miktarda çinko olarak tespit edilmiştir. (Şekil 2)
İpliklerin renk değerleri uluslararası standartlara göre belgelenmiştir. Renkler, ColorQA Pro System programı içeren portatif renk ölçer ile tespit edilmiştir. Sonuçlar CEI L*a*b*(Commission Internationale de L’Eclairage) renk sisteminin değerleri baz alınarak kaydedilmiştir. CIE L*a*b* renk uzayı, L*, a* ve b* parametrelerinden oluşmaktadır. Eserin ön ve arka yüzünden aynı iplikler üzerinden renk analizleri yapılmıştır. Bunun nedeni, eserin ön yüzünde renk solmaları oldukça fazladır ve arka yüzü ile değişiklik göstermektedir (Fotoğraf 2).
2.2. Zilinin Desen ve Kompozisyon Özellikleri
Zilinin zemini birim rapor şeklinde planlanmıştır. Motifler simetrik olarak tekrar etmektedir. Zeminin başlangıç noktası yatay vaziyette beşli göz motifi ve dörtgen içinde turuncu renkli sekiz köşeli yıldız olarak tekrar edilmektedir. İkinci sırada ise sekiz köşeli yıldız ve dikey yönde beşli göz motifi düzeni sıralanıp, bu düzen bitiş noktasına kadar devam etmektedir. Kenar sularında, S kıvrım, testere dişi ve muska motifleri yer almaktadır.
Yatay ve dikey yönde tam simetri oluşturduğu için yıldızlı zili adını almaktadır.[10]
Burdur yöresi dokumalarında görülen motifler, genellikle benzer özellikler taşımaktadır. Özellikle Teke bölgesi dokumalarında yıldız, göz, elibelinde, tırnak ve geometrik motiflerin daha sık tercih edildiği görülmektedir.
3. ARAŞTIRMA SONUÇLARI
3.1. Belgeleme Çalışması
Belgeleme sürecinin ilk adımı tespit raporunun hazırlanmasıdır. Koruma veya onarımı yapılacak eser türü ne ise ona uygun olacak şekilde raporun alt başlıkları oluşturulur. Eser ile ilgili yazılı bilgilerin yanında, eserin ilk halinden itibaren yapılan işlemler de dahil olmak üzere çekilen fotoğraflar ile tespit raporu güçlendirilir. Belgeleme işlemleri, koruma çalışması yapılacak eserlerin, genel bilgisini, bozulma durumunu, bu durumların ortaya çıkma nedenlerini ve buna bağlı olarak alınacak önlemlerin belirlenmesinde başvurulacak ilk kaynak olma özelliği taşımaktadır.[11]
Hazırlanan belgeleme formu, eserin geleneksel ve koruma yönünden incelenmesini sağlayacak nitelikte detay bilgiler içermektedir. Düz dokuma yaygılar adına yapılacak bir koruma veya onarım çalışmasında örnek bir belgeleme formu geliştirilmiştir. Bu formun hazırlanmasının nedeni uluslar arası koruma çalışmaları incelendiğinde ve literatür taraması yapıldığı zaman tekstil eserlerin belgelemesine yönelik çalışmaların olduğu gözlenmiştir.[12] Ancak ülkemizde yapılan çalışmalar incelendiği takdirde özellikle düz dokuma yaygılar adına detay bir belgeleme formunun eksikliği göze çarpmaktadır. Belgeleme konusunun önemi ve gerekliliği dikkate alındığı zaman böyle bir çalışmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Hazırlanan formun örnek bir çalışma olması öngörülmüştür.
3.2. Yıldızlı Zili Belgeleme Formu
SONUÇ
Anadolu’nun maddi kültür eserlerinden olan düz dokuma yaygılar, gelecek nesillere aktarılması gereken değerli ve anlam yüklü eserlerdir. Her dokumanın bir dili, ifadesi ve taşıdığı değerler vardır. Dokumaların gelecek nesillerde yerini bulabilmesi için detaylı bir belgeleme çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Araştırmaya konu olan Burdur yöresine ait Yıldızlı Zili, hazırlanan belgeleme formu ile kayıt altına alınmıştır. ColorQA Pro System programı içeren portatif renk ölçer ile renk analizi ve XRF cihazı ile kimyasal element analizi sonuçları kaydedilmiştir. Elde edilen bulgular değerlendirildiğinde zilinin atkı, çözgü ve desen iplerinin yün olduğu tespit edilmiştir. İpliklerde kalsiyum, potasyum, çinko, demir, kükürt elementlerine rastlanmıştır. Potasyum elementinin boyama sonucu; kalsiyum elementinin kireç, alçı, toz gibi bünyesinde bulundurduğu kirden dolayı yüzeyde bulunduğu düşünülmektedir. Çinko ve demir ise her yüzeyde bulunan elementlerdir.
ColorQA Pro System programı ile yapılan renk analizinde, eserin ön ve arka yüzündeki renk değerleri arasındaki fark olduğu görülmektedir. Siyah, turuncu, kırmızı, mor, krem renklerinin değerleri ölçülmüştür. Ön yüzeyde görülen bazı renklerin, renk karışmasından dolayı meydana geldiği görülmektedir. Arka yüzeyde o renklere rastlanmamıştır. Ön yüzeyde gri olarak görülen rengin arka yüzey incelendiğinde mor olduğu tespit edilmiştir. Ancak karşılaştırma yapılabilmesi için gri olarak görünen mor rengin de ölçümü alınmış ve mor ile arasındaki değerin yakın olduğu görülmüştür. Fakat arka yüzeyde görülen mor ile aradaki değer oldukça fazladır. Kırmızı, turuncu, krem ve siyah renklerinin değerlerinde büyük bir fark görülmemektedir.
Eserin desen ve kompozisyon özellikleri incelendiğinde orta göbekte sekiz köşeli yıldız ve göz motifleri; bordürde ise S kıvrım, testere dişi ve muska motifleri görülmektedir. Bordür birim rapor; orta göbek kısmı ise ayna simetri kompozisyonundadır.
Eser genel olarak iyi durumda olup, fonksiyonel özelliğini yitirmemiştir. Ancak yüzeyde renk solmaları ve güve yenikleri görülmektedir. Ayrıca saçakların bir bölümü kesilmiştir. Emiş gücü düşük vakum cihazı ile kuru temizleme ve sağlamlaştırma işlemleri yapılmıştır. Eser çok kirli ve tozlu olduğundan dolayı ıslak temizlik yapılmasına da gereksinim duyulmuştur. Saf su ve non-iyonik deterjan ile yıkama işlemi yapılıp, hava sirkülâsyonun olduğu ortamda kontrollü olarak kurutulmuştur. İşlemler bittikten sonra pamuklu kumaşa sarılıp depoya kaldırılmıştır ve eserin belgeleme ve koruma süreci tamamlanmıştır. Böylece ileriki çalışmalara konu olması durumunda, eser ile ilgili belgeleme çalışmaları bitmiş olduğundan dolayı zamandan tasarruf edilecek ve gelecek nesillere aktarılmış olacaktır. Yapılan bu çalışmalar ile yıldızlı zilinin ve düz dokuma yaygıların sürdürülebilirliğine yönelik adımlar atılmış olmaktadır.
TEŞEKKÜR
Yazar bu çalışmada XRF analizlerinin yapılmasını sağlayan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)’na ve ıslak temizlik işlemlerinin yapıldığı Geleneksel Türk Sanatları Kilim Koruma ve Onarım Atölyesine teşekkürü bir borç bilir.
KAYNAKÇA
Akan, Meral; Hidayetoğlu, H.Melek ve Türktaş, Zuhal (2010). Çankırı Belediyesi Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırma Merkezinde Korunan Düz Dokuma Yaygılar, Çankırı: Yeni Gün Ofset Matbaacılık.
Karamağaralı, Beyhan (1997). “Türk Halı Sanatındaki Motiflerin Yorumu Üzerine”, Arış Dergisi, Aralık, s. 28-39.
Kaynar, Hülya ve Tonus, Emine (2014). “Sivas Altınyayla (Tonus) İlçesi Düz Dokuma Örnekleri’nin Motif Yönünden İncelenmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, S. 13, s. 53-83.
Ortaç, Hülya Serpil (2010). “Çankırı Kızılırmak İlçesi Kuzeykışla ve Güneykışla Köyü Kilim Dokumaları”, Milli Folklor Dergisi, S.86, s. 140-148.
Soysaldı, Aysen (1998). “Düden Köyü Camii Yanışlı Kilimleri”, Türk Soylu Halkların Halı, Kilim ve Cicim Sanatı Uluslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri, (27-31 Mayıs 1996). Kayseri, s.277-287.
Soysaldı, Aysen (2018). “Türklerde Yıldız Motifi ve Teke Yöresi Yıldızlı Zili (Burdur Müzesi) Örnekleri”, 9. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Ankara, s.425-439.
Uzgidim, Gözde (2018). Gazi Üniversitesi Prof. Ülker Muncuk Müzesinde Bulunan Metal İşlemeli Tekstil Ürünlerinde Oluşan Bozulmalar, Doktora Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü.
Ünaldı, Vedat, Soysaldı, Aysen ve Ören Sinan (2018). “Tarihi Tekstillerin Islak Temizlik İşlemleri İçin Geliştirilen Dehypon Ls54 ile Performanslarının Karşılaştırılması”, Journal of Turkish Studies, S. 13, s.1187-1202.
Ünaldı, Vedat (2019). Kilim Koruma ve Onarım İlkeleri, Meslek Analizi ve Uygulanabilirliği, Sanatta Yeterlik Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü.
http://www.aglasun.gov.tr/tarihce (24.06.2019/ 14:50) tarihinde alınmıştır.